9 Haziran 2012 Cumartesi

Hakem Faciası, Genç Ninis ve Baros

Koca bir günün özeti aslında bu iki başlık. Hakem faciası ile başladık, Çek Cumhuriyet'inin ne halde olduğunu görerek bitirdik Euro 2012'nin açılış gününü. Fakat tahmin edilenin aksine Polonya - Yunanistan ve Rusya - Çek Cumhuriyeti maçları doyurucu ve heyecanlı geçti.
Piszczek - Kuba sağ kanadı gol yollarında Polonya'nın sahada üretebileceği yegane varyasyon . Ve görülen o ki Polonya kenar yönetimi yanlarında oturan oyunculara hiç güvenmiyorlar, sakatlık olmazsa bu 11'i tüm Polonya maçlarında izleyecek gibiyiz. Yunanistan ise " genç Ninis "ten beklediğini alamayacağını erkenden fark etti ve ellerindeki tek yaratıcı oyuncu Salpingidis ile maçı kazanma noktasına geldi hem de 10 kişi kaldığı karşılaşmada. Fakat tüm bu taktik bazlı yorumların dışında maçın kahramanı İspanyol hakem Carlos Velasco oldu. Önce her iki sarı kartında aylarca tartışılabileceği şekilde Sokratis'i oyundan attı, ardından ilk yarıda Polonya ceza sahası içerindeki net elle oynamayı görmedi ve penaltıyı vermedi. İspanyol devre arası hatasını anlamış ve futbolun tanrılarından tövbe etmiş olacak ki ikinci yarı, tanrılar maçta hak edilen sonuca onay verdiler. Polonya - Yunanistan maçında Velasco'nun göstermiş olduğu yönetim Eurolar tarihinde şimdiden en kötüler,reziller listesinde yerini aldı. Maçı birlikte izlediğim arkadaşımın hakem fiyaskosu için " Herhalde, Avrupalılar Yunanistanı Euro Bölgesinden çıkarmaya kararlı." deyiverdi, haksız da sayılmaz hani.

Yunan oyuncular haklı itirazlarından birinde.

Günün ikinci maçı ise bir Türk sporseverler için kadrolar açıklandığında yarılanmıştı. Avrupa futbolunun son 20 yılında aktif ve taktir bir yer edinen Çek Cumhuriyet'i kadrosunun en önemli gol ayağının Milan Baros oluşu yaşadıkları kadro yozlaşmasının en önemli belirteci. Çek forvet, Galatasaray'da geçirdiği son iki senede neredeyse yokları oynamış, ayakta kalmakta zorlanmış ve tek yapabildiği şey hakemlerle sıkça tartışmak olmuştu. Bugün de bütün maç Howard Webb ile konuşarak geçirdi. Rusya ise sadece yenilmek için oynayan bir takımı yendi o kadar. Yoksa Eurolar tarihinde bu kadar tek taraflı maç çok az oynanmıştır. Çek Cumhuriyetinde ayakta kalan tek oyuncunun Barosvari birkaç sezon sonrası buraya gelen Rosicky olması da yukarıda bahsettiğim yozlaşmanın bir diğer kanıtı. Ruslar için Dzagoev'in, ki onların gelecek 10 yıl için yıldız adayları, 2 gol atarak turnuvaya iyi girmesi bir mutluluk kaynağı ama Advoocat'ın 4-3-3'ünde sağ hücumcu oynamak Rus yıldızın en büyü özelliği olan alan ve savunma okuma özelliklerini ikinci plana itiyor, zaten güçlü olmadığı alan olan koşu temposu - kondisyon noktasında onu fazlaca zorluyor.
Turnuvanın en güçsüz grubunda oynanan ilk gün maçları kaçan penaltılar, cömertçe harcanan pozisyonlar, kırmızı kartlar ile izleyenlere güzel bir turnuva müjdesi verdi...
İkinci günün sonunda görüşmek üzere..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Harika bir yazı katılıyorum. Penaltı vardı ve Sokratis'in iki pozisyonuda kartlık değildi bence hakem taraftarlardan etkilendi cesur karar veremedi aynı şekilde penaltının kaçmasını da buna bağlıyorum büyük bir uğultu ve baskı altında kaçırır diye tahmin etmiştim bence polonya ukrayna'da ukrayna'da polonya'da oynamalı maçları adaletsiz gibi geldi bana bu

ciga dedi ki...

bu benim de aklımda var. hem çok güzel olur hem de sporun amacı olan kültür kaynaşmasına yardımcı olur.

Adsız dedi ki...

Sayın blog yöneticisi blogunuzdaki paylaşımlar herkes tarafından çok begeniliyor bizde Muayene bacasi olarak başarılarınızın devamını diler.