10 Haziran 2012 Pazar

6 + 4 skandalı - Mesut'un Ronaldosu

Euro 2012'de 2. gün geride kaldı. İlk günün aksine daha kaliteli kadrolar oynamasına rağmen daha kalitesiz maçlar izlendi. Hollanda çokça pozisyon harcadığı maçta Danimarka'ya, Portekiz ise oyun olarak dengede götürdüğü maçta Almanya'ya yenildi.
Hollanda'nın 2010 Dünya Kupasında final oynaması ve eleme maçlarında aldığı skorlar bizleri biraz yanıltmış gibi. Zaten bildiğimiz anlamda 4-3-3'ten uzaklaşmışlardı, Sneijder'i sarkık forvet kullanarak ama Van Bommel'in artık yaşının tüm izlerini oyununda taşıması, De Jong'un gitgide büyüyen maç eksiği tarihte hücum futbolu denince ilk akla gelen Portakalların hücumunu 4 kişiye indirgemiş. Maç boyunca ekranda 4 turuncu forma izledik Hollanda hücumlarında, Bommel-De Jong ikilisi orta saha birer daire seçip ne ileri ne geri hareket etmedikleri için ne hücuma yardım edebildiler ne de dönen topları alabildiler. Bu ikilinin tek hücum katkısı ilk yarı sonunda Bommel'in yaydan attığı şut olabildi. Hal böyle olunca topu uzun mesafeli Van Persie'ye oynayıp oradan sonuç elde etmeye çalıştılar. Burada da Arsenalli yıldızın ne tek forvet oynayabilen ne de 3'lü hücumun kanatlarında performans verebilen yapısı ciddi can sıkıcı oluyor. Türk Milli Takımının Burak konusunda yaşadığının benzeri bir durum söz konusu; Persie'nin performansı için mutlak bir hücumcuya ihtiyaç var. İşin Danimarka tarafı ise bugünlük toz-pembe. Maç içinde rakip kaleye ilk gidişlerinde gol buldular ve bu 3 puan hatta bir üst tur için yetti - bence - Onlar için ise orta sahada yıldız adayları Eriksen'in hiç oyuna girememesi ve tecrübesiz Willems'i altedemeyen Rommedahl performansları düşündürücü olmalı.

Van Bommel 2010 performansının çok uzağında.  
Ronaldo Dünyanın en iyilerinden, bunu hepimiz kabul etmeliyiz. Aynı zamanda Mesut Özil'de mevkisinin ilk 3'ü arasında, bu da su götürmez gerçek. Ama bugün gördük ki bu sıralama sadece beraber oynadıkları zaman geçerli. 90 dakika boyunca Ronaldo Mesutu, Mesut ise Ronaldo'yu aradı durdu, ne Podolski ne de Moutinho çare olamadılar. Almanya'nın en formda oyuncusu Gomez olabilir ama bu diziliş ve Müller - Podolski - Mesut üçlüsünün hücumcusu Gomez değil, daha çok gezen arkadaşlarına boş alan yaratabilen bir hücumcu olmalı. Klose 2010 Dünya Kupasında bu iş için ne denli bir örnek olduğunu gösterdi ama yaşı ve bu yıl geçirdiği sakatlıklar onun daha uzun süreler sahada kalmasını engelliyor. Gomez ise çok iyi bir bitirici olmasına rağmen rakip ceza sahası çevresini tek başına kapatarak en önemli özellikleri ceza sahasına koşu yapmak olan Müller - Podolski ikilisinin önünü kapatıyor. Ceza sahası ve çevresinde büyük etkinlik dünyadaki çoğu takım için paha biçilemez olsa da, Almanya için Gomez'in özellikleri biraz ters geliyor. Ek olarak, Bastian Schweinsteiger'in yıl boyu yapamadıklarını yine yapamadı. Alman süperstar geçirdiği sakatlık sonrası bir türlü fiziksel olarak maksimuma ulaşamadı ve ayakları ile kafası arasında senkron kayması durmaksızın devam ediyor. Portekiz'in temel probleminin forvet oyuncusu olduğunu sağır sultan duydu, ben fazla konuşmayacağım.

Polonya - Ukrayna'da ikinci günü biraz tatsız geride bıraktık, görülen o ki şampiyona sürprizlere çok açık. Favoriler kötü oynayarak başladı, bakalım İspanya neler yapacak,
Yarın görüşmek üzere..

Hiç yorum yok: