13 Haziran 2011 Pazartesi

Steve McClaren ve Nottingham Forest


Bazı takımlar vardır futbolda ister kulüp ister milli takım olsun. Yaşınız yetmese de onları izlemeye önce duyarsanız ne harika takım diye. Sonra merak edersiniz. Haklarında ne varsa okursunuz. Sevginiz, saygınız arttıkça onlara, dvd'sini alırsınız yada internetten maçlarını indirirsiniz. Mesela 1982'nin Brezilya milli takımını tam bilmem ben. Daha 5 yaşındaydım. Ama öyle bir anlatıyorlardı ki herşeyi öğrendim haklarında. Maçlarını izledim sonra. Şimdi bana sorsan 11'ini sayarım neredeyse. Daha birçok hikaye var bende böyle. Nottingham Forest da benim için böyle bir kulüp. Fırtına gibi estiği dönemde izleyemesem de sonraları önce okudum sonra izledim ve hayran kaldım Robin Hood'un memleketine. Bu hayranlığımın oluşmasında Lig Tv'den Mehmet Özkan'ın da katkısı yok değil tabi. Bu işe yeni başladığım dönemde çok şey anlattı bana. İşte böyle başladı Brian Clough ve Nottingham sempatim. Benim için bir Liverpool, bir Real Madrid olmasa da Premier Ligde olmalarını çok isterim açıkçası. Bir dönem ciddi şekilde yaşadıkları maddi zorluklardan sonra başkan Nigel Doughty'nin özellikle son 2 sezonda 25 milyon pound gibi önemli bir miktarı kulüp için harcamasıyla Lig 1'den Championship'e çıktılar ve geçen sezon Swansea'ye Play-Off'larda mağlup olarak Premier Ligin kapısından döndüler. Kulüp yönetimi bunun üzerine bu sezon biraz daha para harcamayı göze aldı. İlk iş olarakta her ne kadar Wolfsburg'ta beklentileri karşılayamasa da Twente'nin adını Avrupa arenasında duyuran İngiliz Steve McClaren'ı göreve getirdiler.

Sir Alex'in yardımcılığını yaptığı yıllarda Manchester United'ta elde edilen birçok başarıda önemli katkısı bulunan sonrasında Middlesbrough ile tek adamlığının ilk sınavını iyi veren McClaren, İngiltere milli takımına tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşatsa da sonrasında Twente'yle kazandığı şampiyonlukla bir kez daha adından söz ettirmeyi başarmıştı. Kartvizitinde kazandığı kupalara göre bence işi çok daha zor İngiliz menajerin. Premier Lige çıkmak kolay bir iş değil. Aslında tüm büyük liglerde bir alt ligden çıkmak kolay değil. Aklıma Mustafa Denizli'yi takımın başına getiren Manisa geliyor. İngiltere'de de ünlü menajerler alt ligden bir takımı çalıştırmasına rağmen Premier Lig bileti alamamıştı. Kulübün direktörü Mark Arthur, yaptıkları seçimden oldukça mutlu. İyi bir kadroya saihp olduklarını düşünüyor ve tabi ki Premier Lige çıkmak için biraz daha para harcamak zorunda oldukları biliyor. Eğer McClaren bu parayı doğru şekilde harcayıp Nottingham'ın son yıllarda olduğu gibi sezon içerisinde keskin iniş çıkışlar yaşamasına izin vermezse 12 yıllık özleme son verebilirler. Bizde bu efsane takımı bir kez daha Premier Ligde izlemenin keyfini yaşarız.

Hiç yorum yok: