9 Haziran 2011 Perşembe

Sansasyonel Transferler


Malum, gün transfer günü. Her gün bir haber çıkıyor. O burada, o şuraya gitti gibi. Dünya Futbolu’nda bugüne kadar öyle transferler oldu ki sadece parası değil oluş şekli, döneme damga vurması yada bir ihanet öyküsü içermesiyle hem günlerce gündemi meşgul etti hem de yıllarca unutulmadı. İşte Dünya Futbolu’nu sarsan 10 transfer. Bu listede niye yok diyeceğiniz isimleri yorumda paylaşabilirsiniz.
10- KEVIN KEEGAN (HAMBURG’DAN SOUTHAMPTON’A)
Listemizin 10 numarasında Şubat 1980’de dünya futbolunu şok eden bir transfer var. Southampton patronu, İngiliz futbolunun en sevilen evladını 2 defa Avrupa’da yılın futbolcusu seçilen Kevin Keegan’ı transfer edeceğini söylediğinde herkesin ağzı açık kalmıştı. Keegan, Hamburg’dan ayrılacağını ve 1982 Dünya Kupası öncesinde İngiltere’ye dönme konusunda istekli olduğunu belirtmişti. O zamanlar Avrupa Ekonomik Topluluğu üyesi ülkeler arasında en fazla 500 bin pound transfer ücreti ödenebiliyordu. Elini çabuk tutan Southampton, eski Liverpoolluyu kadrosuna katarak büyük ses getirdi.

9-SOL CAMPBELL (TOTTENHAM’DAN ARSENAL’E)
Sol Campbell, Tottenham’da sadece takım kaptanı değil, aynı zamanda bir ikon haline gelmişti. Kulübün Şampiyonlar Ligi’ni kazanma gibi pek gerçekleştiremeyeceği hırsları vardı. Daha gerçekçi olan Tottenham taraftarları eninde sonunda onun takımdan ayrılacağını biliyorlardı.
Bir Tottenham dergisinde asla Arsenal’le anlaşmayacağı yönünde yazılar çıksa da Campbell, Bosman kuralı sayesinde taraftarın gözünde en büyük günahı işleyerek ezeli rakibe transfer oldu. Bazı Tottenham taraftarları onun cep telefonu numarasını internete vermiş ve Arsenal’i onun güvenliğini korumak zorunda bırakmışlardı. White Heart Lane’de ezeli rakiple oynanan ilk maçta da ‘’Judas’’ yani ‘’Hain’’ pankartı açarak ona olan öfkelerini açıkça göstermişlerdi.

8-TREVOR FRANCIS (BIRMINGHAM CITY’DEN NOTTINGHAM FOREST’A)
1979 Şubat’ında West Bromwich direktörü Ron Atkinson, Middlesbrough’lu David Mills’e İngiliz futbolunun 500 bin poundluk ilk futbolcusu unvanını kazandırdıktan br ay sonra bu rekor Brian Clough tarafından kırıldı.
Clough, Birmingham City’li Trevor Francis’i 1 milyon pounda transfer ederek Atkinson’un rekorunu ikiye katladı. Nottinghamlı efsane menajerin biyografi yazarı Duncan Hamilton bu olayı ‘’futbolda ses barajını aşmak’’ olarak nitelendirmişti. Transferinden birkaç ay sonra Francis kazandıları Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasının finalinde Malmö karşısında attığı golle başrolü oynuyordu. Futbolculuğu sonrası teknik direktörlük kariyeriyle de göz dolduran ve şu aralar Sky Sports’da yorumculuk yapan Francis hala ‘’milyon poundluk adam’’ olarak anılıyor.

7-ROBERTO BAGGIO (FIORENTINA’DAN JUVENTUS’A)
Fiorentina, 1980’li yıllarda genç yeteneklerden bir nesil oluşturmuştu. Bu yetenekler arasında kendi jenerasyonunun en yetenekli, teknik ve frikik konusunda usta oyuncusu Roberto Baggio’ydu. 1990 Haziran’ında Baggio’nun 9 milyon pound’luk rekor bir ücret karşılığında hem de ezeli rakip Juventus’a satıldığının duyulması Floransa’da isyana neden oldu.
Çıkan olaylarda 50 kişi yaralandı. Kendilerini ihanete uğramış hisseden taraftarlar göz altına alınıyor, hapse atılıyordu. Fiorentina’nın sahibi olan Pontello ailesi bir süre sonra kulübü satmak zorunda kaldı. Sonraki ilk Fiorentina-Juventus maçında yıldız oyuncu kazanılan penaltıyı kullanmayı reddetti, penaltı gol olmadı. Oyundan alınırken Baggio bir Fiorentina bayrağını aldı, öptü ve stattakiler onu ayakta alkışlarken gözyaşlarına boğuldu. Baggio oynadığı bütün takımlarda idol oldu ama Juve onu asla sindiremedi.

6-DIEGO ARMANDO MARADONA (BARCELONA’DAN NAPOLI’YE)
1982’de Boca Juniors’tan 4.5 milyon pounda Barcelona’ya transfer olan Diego Maradona ‘’Barcelona’nın benim için en uygun kulüp olduğuna gerçekten inanıyordum. Fakat Katalanların karakterleri hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ayrıca Nunez gibi böylesine embesil bir kulüp başkanıyla karşılaşacağımı da bilmiyordum’’diyordu. İki mutsuz yılın ardından El Diego, hakkında hiçbir şey bilmediğini itiraf ettiği Napoli’ye transfer oldu. Sonraları dibe vurduğunu, 25 yaşında beş parasız kaldığını ve borçlarını ödemek için bir kontrat imzalaması gerektiğini itiraf eden Maradona, 6.9 milyon pounda geldiği Napoli’ye yedi yıl içinde kulübün tarihindeki iki şampiyonluğu başta olmak üzere toplam 6 kupa kazandırdı.
5-NIKO KRANJCAR (DINAMO ZAGREP’TEN HAJDUK SPLIT’E)
Listemizin 5 numarasında Hırvatistan’da yaşanan bir ihanetin öyküsü var. Dinamo Zagrep’te efsane olan babası Zlatko’nun izinden giden Niko Kranjcar, taraftarın gözünde bir kahramandı ve 2003 yılında kulübün en genç kaptanı olmuştu. Fakat Kranjcar takımını şampiyonluğa taşıdıktan sonra 2004-2005 sezonunun ortalarında yönetimle sorunlar yaşamaya başladı.
Çoğu kişi menajeri Dino Pokrovaç’ın yabancı bir kulüple anlaşacağını düşünüyordu ki Dinamo’nun ezeli rakibi Hajduk Split 1.5 milyon euro karşılığında Niko Kranjcar’ı transfer etti. O senenin mayıs ayında Pokrovaç, Zagrep’teki evinde mafya stili bir cinayete kurban gitti. Sonrasında yeni kulübünde şampiyonluk yaşasa da eski formuna kavuşamayan ve Zagrep taraftarlarınca sürekli dalga geçilen Niko, ancak 2006’da Portsmouth’a transfer olunca affedildi.

4-MO JOHNSTON (NANTES’TAN RANGERS’A)
İskoçya futbol tarihinin şüphesiz en kötü şöhretli transferi bir katolik olan eski Celtic’li Mo Johnston’un Protestan Rangers’a transfer olmasıdır. 1980’lerin ortalarında ‘’MoJo’’ Nantes’a transfer olmadan ve Fransa’dan İskoçya’ya geri dönmeyeceğini açıklamadan Celtic formasıyla 3 sezonda 55 gol kaydetmiş bir idoldü.
1989’da Celtic’e dönebileceğini açıklayan Johnston, ilginç bir U dönüşü yaparak 1.1 milyon pounda Rangers’a transfer oldu. O andan itibaren Celtic taraftarları için bir hain olan MoJo, 100 maçta attığı 46 gol ve takımına kazandırdığı iki şampiyonluğa rağmen Rangerslıların çoğu tarafından da asla benimsenmedi. Hatta bazı taraftarlar onun attığı golleri saymayıp maç skorunu öyle söylüyorlardı. Johnston bu baskıdan 1991’de Everton’a transfer olarak kurtuldu.

3-LUIS FIGO (BARCELONA’DAN REAL MADRID’E)
Listemizin 3 numarasında yakın tarihin en sansasyonel transferi var. Real Madrid başkan adayı Florentino Perez, kulübün başına geçebilmek için Luis Figo’yu transfer edeceğini vaat etmeden önce Portekizli, Barcelona’yla Avrupa Kupa Galipleri Kupası ve İki La Liga şampiyonluğu kazanmıştı.
Ancak çılgın Perez sözünü tuttu ve Barcelona taraftarının sevgilisini 38 milyon pound karşılığında Real Madrid’e getirerek ‘’Galacticos’’ döneminin ilk adımını attı. Katalanlar ise onu asla affetmedi. Üzerinde resmi olan paraları yakan taraftarlar Nou Camp’taki ilk maçta ona idrar dolu bir viski şişesi, domuz kafası ve daha bir çok şey fırlattılar.

2-JEAN-MARC BOSMAN (RFC LIEGE’DEN DUNKIRK’E)
2 numarada Dünya futbolunu sonsuza dek değiştirecek bir Belçikalı’nın transfer hikayesi var. Jean-Marc Bosman Liege’le olan 4 yıllı kontratı sona erdiğinde kulübün daha düşük bir ücret teklif etmesi sonrası masaya oturmayı reddetmişti. Dunkirk’le her konuda anlaşan oyuncu kulüple bir sözleşme imzaladı. Ancak Liege, Bosman’ın bonservisini normal fiyatının 4 katına çıkartıp 400 bin euro talep edince Dunkirk anlaşma yapmaktan vazgeçti ve böylece Bosman ortada kaldı.
Sonra Liege ve Belçika Futbol Federasyonu’na dava açan Bosman konuyu beş sene sonra Avrupa İnsan Hakları mahkemesine taşıdı. Mahkeme kontrat süresi dolmasına rağmen oyuncuyu serbest bırakması gerektiği halde transfer olmasını engelleyen Liege’i haksız buldu. Karar sonrası oyuncular sözleşmelerini yenileme ve özgürce kulüp değiştirebilme hakkına sahip oldular. Bosman ise kendisine ödenen 720 bin poundluk tazminatı yetersiz bulmuştu.

1-ALFREDO DI STEFANO (MILLONARIOS’TAN REAL MADRID’E)
Listemizin 1 numarasında büyük ihtimalle futbol tarihinin en tartışmalı transferi yer alıyor. Alfredo Di Stefano, Kolombiya ekibi, Millonarias ile birlikte Real Madrid’in 50.yıldönümü sebebiyle düzenlenen bir turnuva için İspanya’ya gittiğinde tüm zamanların en çekişmeli transfer mücadelesinin fitilini de ateşlemiş oldu. Hem Barcelona hem de Katalanların ezeli rakibi Real Madrid onu transfer etmişti. Barça, Di Stefano’nun sahibi olan River Plate’ten, Madrid’de oynadığı takım olan Millonarios’tan.
Franco’nun spor bakanı daha önce İspanya’da yabancı oyuncu transferlerini yasaklayan General Moscardo’ydu. Moscardo, iki takıma da ortak bir anlaşma önerene kadar Di Stefano Barcelona formasıyla üç maça çıktı. Bu anlaşmaya göre her iki takım sırayla iki seneliğine Di Stefano’yu oynatacaktı. Barça çok saçma bulduğu teklifi reddetti ve böylece Di Stefano Madrid’te kaldı.
Hala birçok İspanyol tarafından tüm zamanların en harika oyuncusu kabul edilen ‘’Sarı Ok’’ lakaplı Di Stefano 2 defa Avrupa’da yılın futbolcusu ödülüne layık görüldü. İlk altı sezonunda beş defa gol kralı olan Arjantinli, 8 lig şampiyonluğu 5 de Şampiyon Kulüpler kupası kazandı.

Hiç yorum yok: