24 Şubat 2012 Cuma

BJK:0 Braga:1/Eskisi Gibi Olmadı


Lima karşı karşıya kaldığında, Cenk saçmaladığında, Ekrem topu bir türlü uzaklaştıramadığında açık söyleyeyim aklıma Auxerre, Malmö, Valeranga maçları geldi, gitmedi gözümün önünden. Lanet yine hortlayacak mı diye düşünmedim değil. Aklıma gelmesinde o dönemin canlı tanığı Metin Tekin'in yorumcu olması ve stres dolu cümlelerinin de payı olabilir bilmiyorum. Ama ızdırap dolu dakikalar, klasik Beşiktaş'ın hangi maçını rahat izledim hissi bir türlü bırakmadı yakamı.

Carvalhal'ı da stres sarmış belli. Doğduğu kentin takımı sanki Manchester United. Gereksiz, abartılı bir önlem telaşına girmiş, çıkarmış ilk maçın kadrosunu. Tamam Braga disiplinli, ayağa pası iyi oynayan, blok halinde hareket eden bir ekip ama üst düzey değil. Bu kadar korkak bir dizilişe hiç gerek yoktu. Futbolcular da korkmuş bu formasyondan onlar da saçmaladı. Bildiğimiz Beşiktaş'tan eser yoktu sahada. Zaten bu panik havası, Egemen'in de şanssızlığıyla golü getirdi. Allahtan o anda Carvalhal hangi takımın teknik direktörü olduğunu hatırladı da Almeida'yı aldı Necip'in yerine.

Bu dakikadan sonra futbol oynamaya başladı Beşiktaş. İlk dakikalarda ki Liechtenstein görüntüsünden kurtuldu. Pozisyon da veriyordu ama tabelada avantaj sağlayabilecek anları da yakaladı. Onlardan biri gol olsa Beşiktaş rahat kazanacaktı. Bu tip maçların en zor yanı bu zaten. Belli bir dakikakadan sonra skoru mu koruyayım, golü bulup rahatlayım mı karar veremiyorsunuz. Son dakikalarda yediğimiz baskının nedeni bu klasik kafa karışıklığı. Quaresma biraz daha fit olsa belki çok daha rahat bir maç oynayabilirdik ama sağlık olsun önümüzdeki tura bakacağız artık.

Beşiktaş adına maçın açık ara en iyisi Fabian Ernst idi. Üstün Alman teknolojisi lafı beynimde döndü durdu Ernst'i izlerken. Her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ama bugün başkaydı. %120 ile oynadı. Bir diğer isim ise Veli'ydi. Kapasitesi belli ama her maçta onu böyle oynarken görünce mutlu oluyorum. Kapasitesini sonuna kadar zorluyor ve inanılmaz iyi niyetli. Tek kelimeyle bravo. Simao da özellikle defansif açıdan çok yardımcı oldu geriye. Ne kadar önemli bir profesyonel olduğunu, taktik bilgisini gösterdi sahada. Diğerleri ise vasatın üstüne pek çıkamadı. Ama bu 3 oyuncunun aklı ve yüreği turu getirdi Beşiktaş'a. Tabii maçın Macar hakemi Istvan Vad da çileden çıkardı. Aleyhimize çaldığı faullerin çoğu skandaldı. İşimizi çok zorlaştırdı. İlk maçın hakemi olmasa yanmışız demek ki.

Şimdi sırada Atletico Madrid var. Diego Simeone geldikten sonra ki Atletico, canımızı sıkacak belli. Umarım o maç takviminde formsuz yada sakatlarının fazla olduğu bir döneme denk geliriz de şansımız olur. Yoksa özellikle İsmail ve Hilbert'in yokluğunda işimiz çok zor. Son haftalarda ne hücumda ne savunmada bu ikilinin boşluğu doldurulamadı. Açık söyleyeyim rakipteki yıldızlardan çok bizdeki eksikler korkutuyor beni. Elenirsek eğer en büyük sebep bu olacak bence. Çünkü tur şansımız bu kadroyla %30

1 yorum:

Era Brown dedi ki...

aslinda maca damgasini vuran ercan taner'in roller coaster'dan yeni inmis ses tonu ve sari firtinanin mahallenin abilerinden " o kizin pesini birakicaksin " telkinini yeni almis titrekligiydi. Tamam korku filmi gibi gecti bir bolumu macin ama. Olayi soyle degerlendirmek gerekiyor, teknik patron bu sekilde oynayin diyor ve onlarda ellerinden geleni yapiyor. Bu tarzdaki oyun modelinde zaten ersnt gibi oyuncularin mukemmel oynamasi normal adamin genetik kodu bu.

Cenk olayina gelince cenk oldukca basarili bir kaleci. Rustu 'den de cok sey ogrendigi ve etkilendigini soylememek guc. Fakat rustu ona cok sey ogretebilecek bir kaleci degil, hani cenkte olmayan ozellikler zaten rustu de de yok. Ne bileyim rustu yerine takimin tecrubeli kalecisi atiyorum mondragon gibi kaleci fundamentali ile bir yerlere gelmis bir kaleci olsa cok daha basarili olabilir cenk. En azindan gorusum bu, rustunun gencligi ile suanki tecrubesiz ve yetenekli kardesimiz cenk ayni. Atletik, cevik, akilli ama pozisyon bilgisi zayif gibi geliyor.