28 Ağustos 2011 Pazar

Wenger'in Kuyusunu "Ergen"ler Kazdı...

Anderson of Manchester United celebrates with team mates after Wayne Rooney scores his side's third goal during the Barclays Premier League match between Manchester United and Arsenal at Old Trafford on August 28, 2011 in Manchester, England. 
Bugün, İngiltere Lig tarihinin en büyük hezimetlerinden biri yaşandı. Son şampiyon Manchester United, Londra'nın kırmızısı Arsenal'i 8-2 mağlup etti. Bu durum ya playstation oyunlarında gözükür, ya da söylendiği zaman şaka olarak anlaşılır. Hani bunu gören Arsenalliler şöyle demiştir herhalde: "Şakaysa çok komik, gerçekse hiç komik değil." Gerçekten de durum bu, Wenger'in ufaklıkları tam 8 gol yedi Manchester'ın oyuncularından.
***
Maçı klasik olarak kağıda dökersek ve üstünden bir geçersek kısa olarak; skorun pek de adaletsiz olduğu söylenemez. Çok oyuncusundan yoksun çıktığı maça iyi başlayamadı Arsenal ve 1-0 geriye düştü. O 1-0'dan sonra kazandıkları penaltıyı gole çevirseler, beki her şey çok daha farklı olabilirdi. Fakat van Persie'nin emeklemeye başlayan bebek gibi topa vurması ve dönen topun da Arsenal ağlarına girmesi, maçı o anda koparan büyük dönüm noktası oldu işte. Oradan sonra da ne Manchester atmaya doydu, ne de Arsenal yemeye...
***
Arsene Wenger gençlere yönelmekte ısrarcı bir tavır sürdürüyor hala, ancak bu tavrının sonucunda da takım gitdige erimeye başlıyor. Yerinde oynamayan Jenkinson, şu ana kadar adam gibi forma giymemiş Ramsey, Coquelin, Lansbury gibi isimler ilk 11'de şans buluyor. Tamam sakatlar çok ve bu sakatların önemli bir kısmı da direkt ilk 11 oyuncusu; ancak giden oyuncuların yerine oyuncu alınmaması Arsene'nin suçudur. Özellikle de Fabregas ve Nasri'den muazzam bir para gelmişken...
***
Aslına bakılırsa Manchester'ın kadrosu da ahım şahım değil yani! Defansta Phil Jones, Evans, Smalling gibi genç ve henüz çaylak döneminde olan isimler; ortada uzun süre şans bulamayan Anderson ve ilk maçlarına çıkan Cleverley, ileride genç Welbeck. Ancak antrenör ve 1-2 yıldız farkı olaya direkt olarak etki ediyor işte.
***
 Artık önemli olan Arsenal'in oyun yapısı veya sakatlar üzerinde düşünmesi değil, ilk 11 için en az 3 tane adam akıllı transfer yapması. Hala Park Chu-Young, Gary Cahill gibi 2. sınıf isimler dönüyor ortalıkta. Böyle zihniyetle giderse Arsenal; ne Wenger daha uzun süreler takımın başında kalır, ne de Arsenal mumla aradığı o güzel günlere geri dönebilir...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Harika Bir Yazı Duygularımı Dile Getirmişsin Resmen Noktasına Kadar Katılıyorum

Adsız dedi ki...

'Londra'nın kırmızı ekibi Manchester United' ve 'şehrin bir diğer kırmızı ekibi Arsenal' derken? Manchester diye bir şehir vardı en son benim bildiğim :)

Adsız dedi ki...

Londra'nın kırmızı ekibi Manchester United???

Adsız dedi ki...

derken benden önce biri yazmış :)

SPQR dedi ki...

Düzeltildi, oruçlu kafa ile bu kadar oldu. :)

hakancelep dedi ki...

Smalling'e çaylak diyebiliriz belki ama Jones, Evans, Cleverley ve Welbeck çaylak değil ve EPL'de ilk maçlarına çıkmıyorlar. Jones Blackburn'de ilk senesinin sonlarında 6, ikinci sezonunda büyük bir ihtimalle tamamı 11 olarak 26 maça çıktı. Sam Allardyce onu keşfetti ve şüphe etmeden oynattı. Geçen sezonun sonunda Steve Kean'de ondan şüphe etmedi ve Samba'nın partneri olarak oynadı. Smalling'e de Roy Hodgson böyle güvenip oynatmıştı. İlk defa profesyonel olduğu maç Chelsea'ye karşıydı ve 11 başlamıştı. O maçta Smalling, Drogba'yı kilitledi ve bir kaç hafta sonra United, oyuncuyla sözleşme imzaladı. Welbeck geçen sezon Sunderland'de hem 11'de başladı hem de yedek olarak çoğu maçta oyuna dahil oldu. Özellikle, Bent'in gidişinden sonra rolü arttı. Fraizer Campbell'dan bir kaç adım öndeydi ve Gyan'ın uzak forvet oynadığı maçlarda, hedef santraforu oynuyordu. Sunderland'in toparlanıp yukarılara tırmanması bu döneme rastlar. Belki, istatistik olarak çok bir şey görünmez geçen sezona dair ama Welbeck oyun anlamında büyük mesafe kat etti. Fergie'de onu yollamadı. Evans yıllardır United rotasyonunda. Cleverley ise geçen sezon Wigan'da harikalar yarattı. Öncesinde ise Fergie onu oynayabileceği yerlere gönderdi ve maç tecrübesini sürekli artırdı. Bugün Wigan'ın geçen sezona oranla çok daha kötü futbol oynamasının altında Cleverley'nin yerini dolduramamaları geliyor. Yani, toparlarsak o kadroda yer alan gençlerin hepsi önemli maç tecrübesine sahip. Hepsi, United'a hazır bir şekilde geliyor. Hazır olana kadar da oynayabilecekleri kulüplere kiralanıyor. Bak alttan gelen bir Pogba var mesela. Çok yetenekli ama maç tecrübesi yok. Bu yüzden Fergie oynatıp ezmiyor. Ancak, Wenger'in çocuklarından kaç tanesi hazır bir şekilde geliyor? Sorulması gereken soru bu. Yetenek olarak onlar da aşağı kalır değil ama bir taraf tecrübeliyken, diğer taraf sahaya daha yeni çıkıyor.

SPQR dedi ki...

@hakancelep

Söylediğin şeyler ülkemizde de geçerli. Gençlerbirliği'nde sezonda 34 maçın 30'unda oynayan bir genç, Fenerbahçe, Galatasaray ya da başka bir büyük takıma gelince 2 maça bile çıkamıyor.

Her ligin de böyle oyuncuları var. Takım düzeylerine baktığımızda Smallng, Jones, Welbeck gibi isimler geçen sene ManU'ya göre çok düşük takımlarda forma giydi. Çaylak benzetmesi yapmamın sebebi, böylesine önemli maçlarda Fergie'nin onlara direkt şans tanımasıydı.

Arsenal'da bu durum daha da vahim, ancak ManU'da da Vidic, Ferdinand, Carrick, Fletcher, Berbatov gibi isimlerin yanında bir hayli çaylak kalıyor bu isimler...