28 Ağustos 2012 Salı

ALÇAKlık Sınırı - Kulüp Televizyonları

Ortada bir gerçek var ; Türkiye'de taraftarından oyuncusuna, yöneticisinden antrenörüne 3 büyüklerin birbirlerine hakem konusunda söyleyebilecek tek bir sözü yok. Kim bir örnek sunsa hemen bir karşı örnek karşısına dikiliyor, var çünkü. Kazanılan haksız penaltılar, rakiplerin verilmeyen golleri, topun 3 büyüklerin eline değince çarpma - davam, rakibe değince serbest vuruş olması, elle atılan goller.... daha neler neler...

Elle oynama.
Benim takıldığım nokta başka. Dün gece yarısı Fenerbahçe TV'yi izliyorum nasıl bir haber yapacaklar ve belki hafta sonuna bir şeyler bulurum diye. Tak bir haber ; Tüm Türkiye Galatasaraylı Burak Yılmaz'ın kendisini yere atmasını konuşuyor. Ekranda fotoğraflar var ve Escude ile Burak'ın ayakları kırmızı yuvarlağın içine alınarak belirginleştirilmiş ; müdahale yok deniyor.  Haklılar... Malumunuz Fenerbahçe'nin bu haftaki ilk golünde net bir el vardı ; hakemlerimiz göremedi yine. Mehmet Topal maç sonu 30 metreden gelen topun kafası yerine tenine çarptığını hissetmedim, özür dilerim demiş ; saygı da duyarım, lütfetmiştir. 

Aynı FB TV bu pozisyon için de haber yaptı mı " Türkiye Mehmet Topal'ın elini konuşuyor " dedi mi ?
Cevabını ben vereyim " hayır ". Hatta Mehmet'in özür dilerim açıklaması bile yarım yamalak verildi ; utanıyorlar mı ne !!

Burak kendini atıyor.
Biliyorum aynı şey Galatasaray TV tarafından da yapılıyor. Takım televizyonları ALÇAKÇA taraftarlarını kandırıyorlar. Sonuç mu ?

Sahaya atlayan taraftarlar, deplasmanda köşe vuruşu kullanamayan oyuncular, sahaya atılan yabancı madde ( artık ne demekse top atsa sorun değil demek ki ) ve son olarak sahaya girip anons yapan başkanlar. 
Kimse kimseye kızmasın imam osurursa cemaat fazlasını yapar.. Aziz Yıldırım " Fenerbahçe Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu " diyor, hakkı da var ama o bunları yapar ve yaptırırsa taraftarı da işte böyle beterini yapar. Sonunda sen de onları korumak zorunda kalırsın...

Saygılarımla..

Hiç yorum yok: