14 Aralık 2010 Salı

Premier Lig nereye?


Her zaman her yerde örnek gösterdiğimiz Premier lig bu sezon inanılmaz iki saçma karara sahne oldu. Kulüplerin yeni paralı sahiplere geçmesi, maddi olarak bir rahatlık getirse de anlaşılan o ki komik kararları da beraberinde getirecek. Bunlardan ilkini geçen hafta yaşamıştık. 2007’de kulübün yeni sahibi olan Mike Ashley’nin acemice kararlarıyla müthiş bir çöküş yaşayan Newcastle United, Championship’e düşmüş, taraftarını kahretmişti. Alan Shearer’ın çabalarına rağmen bir alt lige düşen Newcastle da, Kevin Keegan görevi kabul etmeyince geçici menajer olarak Chris Hughton bu ateşten gömleği giymişti. Hughton, taraftarın gözünde çok yeterli olmamasına rağmen Newcastle’ı fazla bekletmeden tekrar Premier Lige çıkartınca herkesin güvenini kazanmıştı. Hatta bu sezon siyah beyazlılar lige öyle bir giriş yaptı ki taraflı tarafsız herkesin saygısını kazandı.

Alan Shearer’ın son yıllarında takım iyi olmasına rağmen Newcastle’ın en çok eleştirilen tarafı büyüklere çok kolay teslim olmasıydı. Ancak Hughton bu kabusu da ortadan kaldırmıştı. Hughtonla Arsenal’i deplasmanda yendiler, Chelsea’yle berabere kaldılar. Bu, son yıllarda Newcastle United da görmediğimiz bir şeydi. Tamam hiç beklenmedik puan kayıpları da yapıyorlardı ama sahada oynanan futbol, gollü maçlar ve puan tablosundaki yer taraftarı çok memnun ediyordu. Ama Mike Ashley yine rahat durmadı. Kulüp yönetimi daha tecrübeli bir menajerle yola devam etmek istediklerini belirtip Chris Hughton’un görevine geçtiğimiz hafta son verdi. Takımın başında şimdi Alan Pardew var. Hughton beklentileri aşıp o kadar iyi bir puanda bıraktı ki Newcastle’ı belki bu sene çok sıkıntı yaşamazlar ama önümüzdeki yıllar siyah beyazlılar için yine soru işareti.

Newcastle United ne amma saçmaladı diye düşünürken Blackburn Rovers dağlara taşlara yaptı. Gelen haberi duyduğumda önce biri şaka yapıyor dedim. İnternette haberi görünce ise dondum kaldım. Blackburn’ü çukurdan çıkarıp son 2 sezonda yeniden saygı duyulan bir takım haline getiren Sam Allerdyce’ın görevine son verilmişti. Blackburn’ün yeni Hintli sahipleri böyle uygun görmüşler. Big Sam son 2 sezonda kısıtlı bir kadroyla o kadar önemli işler yaptı ki parayı versen kim bilir neler yapacaktı. Ama tavukçu Hintliler, kulübün resmi internet sitesinden yaptıkları açıklamayla Allardyce ile kulübün gelecek için planlarının uyuşmadığı için bu kararın alındığı belirtmişler. Aman ne plan.

Şimdi ise Maradona’nın adı geçiyor kulislerde. Benim için futbolda tanrı statüsünde olsa da teknik direktörlükten ne kadar anladığını dünya kupasında gördüğümüz Maradona’nın Premier Lig gibi sadece teknik adamlığın yetmediği, birçok şeyi bir arada yapmayı gerektiren ve planlamanın çok önemli olduğu bir yerde başarılı olabilmesi için Hz. İsa’nın mucizelerinden birkaçına ihtiyaç var. Ülkemizde kulüplerin bir türlü istikrarı yakalayamamasını eleştirirken, peynir ekmek gibi teknik adam değiştirmelerini sorgularken istikrarın kalesi İngiltere’de bu tip olayların yaşanması dünya futbolu adına gerçekten çok üzücü. Tarihinde en fazla 20-25 menajerle çalışan Premier Lig kulüplerinin Ferguson ve Wenger gibi kalelerde devrildikten sonra ne hale geleceğini görebilmek için kahin olmaya gerek yok. İngiltere, milli takımının neden başarılı olamadığı tartışmasını bir kenara bırakmalı ve yaklaşan büyük tehlikeye odaklanmalı bence.

Hiç yorum yok: