28 Ekim 2011 Cuma

BJK-FB Maçının Özeti


- Quaresma rezalet. 90 dakika boyunca Bekir'i bayıltıp-ki bayıltmayan yok-Almeida'ya golün ortasını yaptı. Ziegler saçmalamasa Volkan çıkaracaktı belki. Bir de 80.dakikada Emre'yi bakkala gönderdi o kadar. Hadi golün ortası tamam. Emre'ye çalımı tribünleri mest etti. Onun dışında 90 dakika arkadaşlarına hücumda yardım etmeyen, gereksiz zorlamalar yapan, pozisyonları öldüren, etrafındakileri küstüren bir Quaresma vardı.

- Aykut Kocaman, 2.yarı anlaşılmaz bir şekilde sahanın açık ara en 2-3 futbolcusundan biri olan Caner'i çıkardı. Niye yaptı, neyi düşündü anlamak zor. Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Diriltti takımı.

-Carvalhal ise maçı beraberliğe taşıyan isimdi. 85'te buz gibi Holosko'yu Quaresma'nın yerine aldı. Cesareti olsa ilk yarı bitiminde yapardı bu değişikliği. Hadi biraz daha azını düşünelim. 12.dakikada attığı anormale gole kanıp 90 dakika Simao'yu sahada tuttu. Simao elinden gelen her şeyi yaptı ama Holosko'yu 70'de alsa oyuna arkası yayla gibi açık Fenerbahçe savunmasını perişan edebilirdi. Bugün bir kez daha net olarak gördük ki Carvalhal, Beşiktaş'ta ancak alt yapı hocalığı yapabilir. Çünkü insani ilişkileri iyi.

-Ernst'e bir kez daha hayran kaldım. Bu kadar maç eksiğine rağmen Egemen ile birlikte Beşiktaş'ın en iyisiydi. Quaresma'ya nefret dolu bakışlarını birkaç kez gördüm ama ona rağnen ya sabır demeye devam etti. Büyüksün Fabian. Egemen'e de aldığı her kuruş helal olsun. 1.dakikadan bitiş düdüğüne lider gibi oynadı.

-İsmail de son maçlarda ki yükseliş sürüyor. Hücumda ki yeteneklerine savunma becerilerini de eklerse yıllarca sol bek ne Beşiktaş ne de milli takım arar. Ama istikrarsız devam ederse iki tarafta kara kara düşünmeye devam eder.

-Fenerbahçe gerçekten iyi takım. Kısıtlı kadroya rağmen müthiş bir dayanışma ve direnç var. Takımda papazlık müessesinin üst düzeyde olması bence önemli. Dünyada da büyük takımlar bu hiyerarşi sayesinde başarılı oluyor bana göre. Beşiktaş'ın papazı maalesef Quaresma, Fenerbahçe'nin ise Alex, Emre, Volkan ve Gökhan. İki takım arasındaki en belirgin fark bu.

-Beşiktaş'ın bu sezon şampiyon olma ihtimali ise koca bir sıfır. Bu kadar kalabalık kadro, oynayamayan üst düzey oyuncuları düşününce gelecek olan şampiyonluğun tarifi olmaz. Çünkü mucizedir.

-Alex'in ne kadar büyük bir futbolcu olduğunu bugün bir kez daha gördük. Attığı golde oraya gitmesi, mermi gibi gelen topu düzgün bir şekilde ağlara göndermesi ve oyunun büyük bölümünde Aurelio'nun anlamsız adam markajına rağmen istediklerini kolayca yapmasıyla Fenerbahçelilerin gönlünde neden ayrı bir yere sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.

-Maçın başında kapıları yıkan Fenerbahçe taraftarlarını da Patogonya da bir de bizim ülkede görürsün. Böyle saçma sapan bir organizasyon kimin işiyse tebrik etmek lazım. Beşiktaş taraftarı da maçın önünde güzel bir fikir ortaya koymuş. Van'da ki depremzedelerimiz için atkıları sahaya attılar. Ama son düdükten sonra yapılsa daha mantıklı olurdu. Maç oynanırken atarak hiçbir yere hiçbir mesaj götürülmedi, aksine görüntü hiç hoş olmadı.

-Son olarak, izlemesi keyifli ama iki takım adına hataların fazlaca olduğu bir maçtı. Play-Off sistemi yüzünden de kimse çok yanmıyor, kaçan puanlara. Ama futbol seyircisi ve zevki git gide bitiyor. Bunu da başaranlara helal olsun.

Hiç yorum yok: