23 Kasım 2011 Çarşamba

Neden Hikmet Karaman?


Türkiye'de bir yerlere gelmek hem çok kolay hem de çok zor. Her iş dalında bunu görebilirsiniz. Tırnağıyla kazıya kazıya bir noktaya gelen insanların ise şansı çok fazla değil. Muhakkak bir yerde tanıdığın olacak, ikili ilişkilerin kuvvetli olacak. Sadece yıllarca işini iyi yapmak ve başarılı olmak yetmeyebiliyor. Birçok sektörde bunu örneklendirebilirsiniz ve hikayelerini de duyarsınız. Çok çalıştım, başarılı oldum, tebrik edildim ama işte şunun dayısı, amcası, arkadaşı geldi hedeflediğim noktaya benden önce ulaştı. Maalesef bir Türkiye gerçeği bu. Senin de sadece sırtını sıvazlar bu kişiler. Senin de yerin ayrı der ama o şansı vermezler. Bu yazdıklarımı çürüten istisnalar da yok değil. Ama ülkemizde işi bilene işi her zaman vermiyorlar işte.

Futbolda da bu böyle. Büyük kulüplerin ya da milli takımın başına getirilecek isimlerde ne kadar seçici davranılıyor, neye göre karar veriliyor belli değil. Son yıllarda büyüklerin teknik adam tercihleri de hep sorgulandı ve genelde haklı çıkıldı. Takımın başına getirilecek kişilerin Türkiye'ye uyumu, çalışma şartları, karakteri fazla incelenmedi. Arada doğru isim olmasına rağmen beklentileri karşılayamayan da oldu. Sabır gösterilmeyen de. Sonuçta istikrar bir türlü sağlanamadı. Gelen yabancı teknik adamların bize neler katabileceği, uzun yıllar çalışabilecek mi soruları hep cevapsız kaldı.

Son Hiddink örneğinde de bunu gördük. Emekliliğini açıklayan bir adamı, her ne kadar geçmişte başka ülkelerde başarılı olsa da-ki o ülkenin başarı kriterine göre-çok büyük paralar vererek ülkenin en büyük takımının başına getirdik. Milli takım teknik direktörü 2-3 ayda bir oyuncularla beraber olduğundan yabancı bir teknik adamla iyi bir kimyanın oluşturulamayacağını göremedik. Şu an dünyanın en iyi teknik adamlarından biri olan Fabio Capello'nun futbolun beşiği İngiltere'de bile tartışıldığını düşünürsek Hiddink tercihi fiyaskoydu.

Yerli teknik adam seçimlerinde de çoğu zaman yanıldık. Şu an Türkiye'nin en kariyerli teknik adamları Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş. Sonra da Bursa'da kazandığı şampiyonlukla Ertuğrul Sağlam ve Fenerbahçe ile Aykut Kocaman geliyor. Arada ise birçok yerli teknik adam denendi, olmadı. Kimi yanlış zamanda geldi. Kimine ise yeteri kadar sabredilmedi. Yönetici ve basın kurbanı oldular. Peki bu 5 isim mi son yıllarda Türk Futbolunda başarılı olanlar. Şenol Güneş'in de hala şampiyonluğu yok onu da hatırlatalım. Yok mu başka bu şansı hak edenler. Yılmaz Vural hocam her ne kadar bas bas bağırsa da milli takım, Fenerbahçe diye bence şansı yok. Çünkü çok tüketti kendini. Futbolcu ve yönetici ilişkilerinde bana göre hatalar yaptı bilerek ya da bilmeyerek. Samet Aybaba da aynı şekilde. Bir dönem oldukça başarılı olmasına rağmen son yıllarda ki takım seçimleri, profilini oldukça düşürdü. Tolunay Kafkas çıktı ortaya şimdi milli takımda koordinasyon görevinde. Mehmet Özdilek hocam var, Antalya'da iyi işler yapıyor ama hala yeterli seviyede değil bence. Biraz daha zamana ihtiyacı var. Bir tek her sene Antalya'yı kümede tutmakla olmaz. Flaş skorlar, kupalar kazanacaksın. Büyüklerle oynadığın maçlarda cesur futbolunla öne çıkacaksın, galibiyetler alacaksın. Birçok takımda kendini kabul ettireceksin.

Şimdi bu saydığım özelliklere uygun teknik adamlar içerisinde son dönemde 2 isim ön planda. Biri Abdullah Avcı diğeri ise Hikmet Karaman. Abdullah Avcı Büyükşehir Belediye ile lige çıktıktan sonra yıllardır istikrarlı bir şekilde boy gösterdi süper ligde. En büyük başarısı neydi? 2 sene önce lig 6.lığı ve geçen sezon Türkiye Kupası'nda final. Taraftarı olmayan bir takımla yaptığı için bunu, başarılı mı? Evet ama milli takımın başına getirilecek kadar değil. Taraftarı olmadığı için de bunca yıl baskıyı hissetmedi. Aynı zamanda istikrardan bahsediyorsak 2 sene önce altıncıysa geçen sezon yine aynı yerde ya da ilk 5'te olacaktı. Bu da değil. Geçen sezon kupayı kazanamadı. Çok yaklaştı ama olmadı. Kimse 2.leri hatırlamaz. Peki Abdullah Hoca, böyle bir kriz ortamında milli takıma niye getirildi. Belli bir başarının ardından gelse anlayacağım. Bir proje olarak düşünsen tamam. Ama kriz ortamında niye Abdullah Avcı. Daha önce saydığım Aykut Hoca hariç 4 başarılı ismi getirseler tamam. Hepsinin kart vizitinde bir başarı hanesi var. Abdullah Hoca'nın ise kartviziti boş.

Madem bu isimlerle olmayacak. O zaman kusura bakmayın ama Abdullah Avcı yerine bu ülkede bu koltuğu daha önce hak eden birçok isim var. Bunların başında da Hikmet Karaman geliyor. Şöyle bir bakalım Hoca'nın karnesine: Rize ve Antalya ile iki 2.lig şampiyonluğu. Kayseri'yi 17 maç sonunda 11 puandayken, Kocaeli'yi 15 maç sonunde 4 puandayken, Manisa'yı 5 maç sonunda 0 puandayken (lig sonunda 43 puanla bitirdi ve bu sezona da nasıl başladıklarını herkes gördü.) 3 kez Ankaragücü'nü ipten alma. Rize'deyken Türkiye Kupası çeyrek finalinde Galatasaray'ı İstanbul'da 5-0 yenip yarı finalde altın golle elenme. 2 Türkiye Kupası şampiyonluğu var Hikmet Hoca'nın. İlkinde 1997'de çeyrek finale kadar takımı o taşıdı, sonrasında Holger Osieck'in yardımcısı olarak kupa sevinci yaşadı. Ama en flaş başarısı tartışmasız 2002'de ki Kupa şampiyonluğudur. Beşiktaş'ı finalde 4-0 gibi bir skorla bozguna uğratmak ve kupayı kazanmak herhalde Hikmet Hoca'nın kalitesini göstermesi için fazlasıyla yeterlidir. Sezon içerisinde ki başarılarını ise saymıyorum. Çalıştırdığı her takımla mutlaka büyüklerin başına bela olmuştur ve kazandığı maçlarda da futbol dersi vermiştir.

Bugün Rıdvan Dilmen'e de sorsanız-ki ben bizzat arkadaş ortamında hoca için söylediklerini duydum-Fatih Terim'e de, Mustafa Denizli'ye de sorsanız hepsi aynı şeyi söyleyecektir:"Hikmet Karaman çok iyi bir teknik direktör, futbolu çok iyi biliyor. Kendisini hep geliştirdi". Ben de yakından tanıma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Gerçekten de hem bilgisi, hem de insanlığıyla ne kadar farklı biri olduğunu hemen anlarsınız. Peki neden bu döneme kadar 3 büyüklerden birinde ya da milli takımda görev almadı? Çünkü hep açık sözlü oldu, doğru bildiğini yaptı, kimseye kulak asmadı, hep paylaşımcı oldu. Ama futbolculuk kariyerinde 4 büyüklerden birinin formasını giymedi işte. Çünkü maalesef ülkemizde kriter olarak sayılıyor bu durum. Ya da bir ağabeyi tarafından itilmedi. Çünkü Hikmet Karaman, tırnağıyla kazıyarak bir yerlere gelmeye çalışanlardan. Bir büyük takıma ya da milli takıma gelse bir anda kupalar kazanır, uçurur demiyorum. Çünkü başarı için bazı olguların bir araya gelmesi lazım. Şans, maddi durum, inanç gibi. Ama sabredilirse kuracağı sistemle milli takımı da 4 büyükleri de istenilen noktaya getireceğine sonuna kadar inanıyorum.

5 yorum:

tlgylcn dedi ki...

Güzel bir tespit olmuş. Ben de bir kaç bilgi ilave etmek istiyorum. Geçtiğimiz sezon Manisaspor'da Teknik Direktör iken Hikmet Hoca, onun yanında neredeyse bütün bir sezon boyunca staj yapma şansı buldum. Onun araştırmacılığını, analize, futbolun doğrularına, Manisaspor takımının (şu an mevcut hali de dahil) bu kadar aşama kaydetmesi için harcadığı çabaya bizzat tanık oldum.

Geçen sezon onca kaliteli ismin arasından çıkarttığı genç yeteneklere verdiği önem ve kattığı değer belki de Manisaspor'un önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde çok iyi bonservis bedelleri kazanmasını sağlayacaktır.

Ben çok genç ve tecrübesiz bir antrenör adayı olarak oraya gittiğimde, orada kurduğu ekibin disiplini, çalışma arzusu ve bilgiyi paylaşmaktan çekinmeyen yapısı ile çok yol kat etmemi sağladılar. Hiç ihtiyaçları yokken sorumluluk vermekten çekinmediler.

Bir çırpıda aklıma gelen ve daha bir çok yönüyle Hikmet Karaman'ın bu ülkede hak ettiği değerlere henüz ulaşmadığını düşünüyorum ben de. Şimdilik...

Erol YEŞİLBAŞ dedi ki...

Sayın Hikmet Karaman bu ülkenin yetiştirdigi önemli teknik adamlardandır.Bence Milli Takım hocalıgını hakediyor.Acık sözlü oldugundan ve kimseye eyvallahı olmadıgında bu görevde verilmiyor.İnşallah ileride onu Milli Takımda görmek nasip olur.Hocam sonuna kadardevam hakkınızı vereceklerdır.Erol YEŞİLBAŞ

Adsız dedi ki...

fatih terim takliti olmaz tek imparator vardır...7 yabancı oyuncuyu sahaya sürmeside mükemmeldi :)

gürsoy dedi ki...

sayın hocam.. dediklerinize sonuna kadar katılıyorumm..bu ülkede hakeden hakettiği yede değil..sırtı kalın olan zaten az işi bildimi tepede yerini alıyor..diğer antrenörlerin hiç şansı yok..ama şimdi işiniz gaziantepte çok kolay değil..şans sizden yana olsun..sizi beğenerek takip ediyorum..kolay gelsin..GÜRSOY TURAN..

gürsoy dedi ki...

sayın hocam. dediklerinize katılıyorum..bu ülkede sırtın az kalınsa azda işi bildinmi zirvedesin..ama diğer antrenörlerin hiç şansı yok..ağzınla kuş tutsan hiçsin.bende gaziantep sporda oynadım..takımın ligde kalması için elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza inanıyorum..futbol şansı sizden yana olsun..başarılar dilerim..