7 Kasım 2011 Pazartesi
25.Yılında Sir Alex Ferguson
Her ne kadar Ahmet Çakar’a göre 25 yıl bir takımın başında olmak sapıkça olsa da yaşayan efsane Sir Alex Ferguson, Manchester United’ı dipten zirveye çıkartarak benim diyen çoğu teknik direktörün rüyasında bile göremeyeceği başarıları kazandı. Britanya tarihinin tartışmasız en başarılı menajeri, Aberdeen’le İskoçya’yı fethettikten sonra İngiltere’de Manchester United tarihinin en parlak bölümüne imza attı. Vasat futbolculuk döneminde ilerleyen yıllarda menajerlikte elde edeceği başarının sinyallerini vermeyen Alex Ferguson, saha kenarında çizgilerin içinde olduğundan çok daha parlak bir kariyere sahip oldu. Kafasına uymayan oyuncuları, isimleri, kariyeri, taraftar için önemi ne olursa olsun gözden çıkartmakta tereddüt etmeyen inatçı İskoç, aradan zaman geçince kararlarındaki haklılığıyla kendisini en çok eleştirenlerce takdir edildi.
İlerleyen yaşına rağmen yeni takımlar kurmaktan korkmaması, değişimden çekinmemesi, Alex Ferguson’ın 35 yılı bulan başarısının temel taşlarından birini oluşturdu. Menajerlik becerisi kadar siniriyle de şöhretli İskoç teknik adamı, 14 yıl kendisiyle çalışan Manchester United başkanı Martin Edwards şu sözlerle tarif ediyor: “o hep çok çabuk öfkelenen bir insandı, boş bir evde bile kavga çıkartabilir.” 1941 yılının son gününde, Glascow, Govan’da doğan Alexander Chapman Ferguson, Queen’s Park’ta amatör olarak futbol oynama şansı yakaladığında Clyde tersanesinde çıraklık yapıyordu. Santrfor olarak görev yapan Ferguson, 1957’de Stranraer’a, oradan da St. Johnstone’a geçtikten sonra 23 yaşında Dunfermline’le sözleşme imzalayarak profesyonel oldu.
Buradaki performansıyla 65.000 paunda çocukluk aşkı Glascow Rangers’a transfer olan Ferguson, Ibrox’da geçirdiği 2 yılda bekleneni veremeyerek ilk antrenörlük tecrübesini kazanacağı Falkirk’e geçti. 1973’de Ayr United’a transfer olan Alex Ferguson, East Stirling’den gelen menajerlik teklifini kabul ederek 32 yaşında vasat futbolculuk kariyerine nokta koydu. Futbolculuk yaşamının aksine saha kenarında kariyeri hızlı bir yükselişle başladı ve Stirlingshire’da yaptıkları ona birinci lig kulübü St. Mirren’in kapılarını açtı. Kısıtlı kaynaklarla 1976-77 sezonunda takımı 1. lig şampiyonluğuna taşımasına karşın 3 sezon görev yaptıktan sonra başkanla anlaşmazlığa düşen Ferguson’ın St. Mirren ile ilişkisi kesildi. Daha büyük kulüplerden teklifler almasına karşın Glascowlu menajer, 1978 ağustosunda Aberdeen ile sözleşme imzaladı. St. Mirren’in kaybı The Dons’un kazancı oluyordu. Kırmızı beyazlı takımın başında 8 yıl görev yapan Alex Ferguson, ortalama bir ekipten mücadeleci bir grup ortaya çıkartarak İskoçya’daki Old Firm hegemonyasını kırdı.Aberdeen ile 3 şampiyonluk, 4 federasyon ve 1 lig kupası kazanan İskoç menajer en büyük başarıya 1983’de Kupa Galipleri Kupası finalinde Real Madrid’i 2-1 yenerek ulaştı. 1986’da Jock Stein’ın ölümü üzerine Meksika dünya kupasında İskoçya’nın başına geçen Ferguson, Barcelona, Arsenal, Tottenham ve Glascow Rangers’ın karlı tekliflerini reddettikten sonra 6 kasım 1986’da 19 yıldır şampiyonluğa hasret Manchester United’la sözleşme imzaladı.
Old Trafford’da ilk yıllar gelecekteki başarı hakkında pek ipucu vermiyordu aslında. Ron Atkinson döneminden kalan sıkıntılarla uğraşan Alex Ferguson, 1988’de ligi Liverpool’un ardından ikinci sırada bitirse de ertesi yıl tribünler aleyhine bağırmaya başladılar. Sahada başarı yoktu ancak altyapıyı yenileyen, taraftarın sevgilisi yıldızları takımdan göndererek Old Trafford’daki içki sorununu çözen İskoç, Manchester United’ı kafasındaki şekle sokmaya başlamıştı.
1990’da Manchester City’ye 5-1 kaybedilen maçın ardından Ferguson’ın ipinin çekilmesine ramak kalmıştı. İskoç sanki başarıyı kendi ülkesinde bırakmıştı. Federasyon kupası 3. turunda Nottingham Forest’la oynanacak karşılaşma, teknik adamın da kaderini belirleyecekti. O maçı 1-0 kazanan Manchester United, ilerleyen turlarda da rakiplerini devirerek berabere biten finalin tekrarında Crystal Palace’ı devirerek Federasyon kupasını kazandı. Ferguson ertesi sezon başarıyı Avrupa’ya taşıyarak Mark Hughes’un golleriyle Barcelona’yı devirdi ve Kupa Galipleri Kupasının sahibi oldu.
Ancak beklenen ödül lig şampiyonluğu hala kırmızı şeytanların uzağındaydı. 1991-92 sezonunda ezeli rakiplerinden Leeds United’ın ardında kalan Alex Ferguson, Lig kupasıyla yetindi. 1992-93 Premier ligin gelişi, Ferguson ve Manchester United’ın İngiliz futbolundaki mutlak hakimiyetinin de başlangıcını işaretledi. O sezon 26 yıllık şampiyonluk özlemine nokta koyan kırmızı şeytanlar, izleyen 10 yılda 7 kez ipi önde göğüsledi. Peter Schmeichel, Eric Cantona, Roy Keane, Jaap Stam, Dwight Yorke, Ruud Van Nistelrooy gibi isabetli transferlerin yanında Beckham, Giggs, Butt, Scholes ve Neville kardeşler gibi altyapıdan yetişen oyuncularla Ferguson başarıyı Old Trafford’da alışkanlık haline getirdi.
İngiltere’de her türlü başarıyı yakalayan Alex Ferguson’ın kutsal kasesi Şampiyonlar ligiydi. 1997-98’i kupasız kapattıktan sonra ertesi sezon fırtına gibi esen Manchester United, Nou Camp’da futbol tarihinin en büyük geri dönüşlerinden birini yaparak son dakikada bulduğu iki golle Bayern Münih’i devirmeyi başardı. En büyük ödülü kazanan Ferguson ve ekibi, lig şampiyonluğu ve federasyon kupasını da bunlara ekleyerek müthiş bir üçleme yaptı. Bu zaferlerin ardından Alex Ferguson, Britanya futboluna yaptığı emsalsiz katkı ile şövalye ilan edildi ve Sir unvanı aldı. 2001-02 sezonunun ardından emekliye ayrılacağını açıklayan ancak sezonun çok başarısız geçmesiyle bu kararından dönen Ferguson kırmızı şeytanlarla 3 yıllık sözleşme imzaladı. Bu onun son dönemde ki ayrılacak söylentilerinin başlangıcıydı belki de. 2003’de 8. şampiyonluğunu kazanan İskoç menajer, 6 kasım 2006’da Manchester United’ın başındaki 20. yılını bitirirken kırmızı şeytanları en uzun süre çalıştıran isim olmanın da gurunu taşıyordu.
Ancak bu zaman dilimi inatçı İskoç’u kesmemiş olacak ki bir kez daha yeni bir takım kurma yoluna gitti. İstese bırakıp 3 sene şampiyonluktan uzak geçirmeyebilirdi bu dönemi. Ama Cristiano Ronaldo, Wayne Rooney, Rio Ferdinand, Nemanja Vidic, Van Der Sar, Patrice Evra gibi isimlerle bir başka başarılı grup yaratan Sir Alex, yine Premier ve Şampiyonlar Ligi’nde mutlu sona ulaştı. Kariyeri boyunca tam 45 kupa kazandı Ferguson. 45 kupa. Söylenmesi zor, kulağa nasıl geliyor siz düşünün artık. Şimdi bir çok örnekler veriyoruz. Mourinho, Capello, Hitzfeld, Lippi vs. Bunların hepsini toplasan Ferguson’un kazandığı kupa sayısına ya anca ulaşır yada ulaşamaz. İşte böyle bir adam Sir Alex Ferguson. Ne zaman mı bırakacak? Bu da büyük ödüllü uzman sorusu. Ama bırakana kadar da Manchester United İngiltere’nin efendisi olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder