5 Mayıs 2011 Perşembe

Barcelona ve Manchester Utd. Neden Finalde?


Bu 2 takım 2 sene sonra neden bir kez daha finalde? El Clasico’da yaşananları, her şeyi bir kenara bırakıp Barcelona ve Manchester United’ın başarı nedenlerini açıklamak hem zor hem çok basit. Bu iki zıt kelimeyi aynı cümlede kullanmak biraz mantıksızca gözükebilir ama nedenlerini açıklayınca bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
Önce Barcelona’ya bakalım. Katalanların 12 yıl sonra 2006’da Şampiyonlar Ligini kazanmasının sırrı neydi? Neden son 3 sezonda Avrupa’nın en iyi takımı? Herkesin bildiği gibi Johan Cruyff ile futbolunda devrim yapan Barcelona’nın ilk altın jenerasyonu 1990-1994 yılları arasında 4 lig, 1 Şampiyonlar Ligi kazanırken bir kez de finalde kaybetti. Kadroya baktığımızda iskeletin hemen hemen değişmediğini görüyoruz.

1992 finalinde ilk 11: Zubizarreta-Ferrer-Nando-Carlos-Koeman-Bakero-Guardiola-Stoichkov-Salinas-Laudrup-Sacristan.
Yedekler: Carles Busquets-Nadal-Alexanko-Begiristain-Goikoetxea.
1994 finalinde ilk 11: Zubizarreta-Ferrer-Nadal- Koeman-Sergi-Bakero-Guardiola-Stoichkov-Amor- Begiristain-Romario.
Yedekler: Carles Busquets-Carlos-Sacristan-Estebaranz-Goikoetxea
İki kupa arasında ilk 11 ve yedekler dahil oynamayan oyuncu sayısı sadece üç. Laudrup, Romario’nun da gelmesiyle yabancı sınırına takılıyor. Salinas ise o maç için kadroya alınmıyor. Cruyff, 1988’de göreve geldiği Barcelona’da sabrederek bu süper kadroyu oluşturuyor. Aynı oyuncularla devam ederek sonunda başarıya ulaşıyor. Yabancı sınırlaması mecburiyeti nedeniyle olsa da ilk 11’de 8 yerli oyuncu var. Bunların altı yada yedisi iskelette sürekli olan isimler. Koeman ve Laudrup yabancı olmasına rağmen uzun süredir takımda olduğu için yerli gibi olmuş.

Cruyff dönemindeki jenerasyonun benzerini 14-15 sene sonra bir kez daha yakalayan Barcelona, iskeleti oluşturana kadar arada lig ve Avrupa zaferi kazansa da çok sıkıntılı dönemler yaşadı. Rijkaard döneminde tam anlamıyla bir iskeletten bahsetmek zor. Cruyff dönemindeki gibi bir yerli grubu yoktu. O yüzden %100 sağlıklı tam bir makine düzeni oluşturulamadı. 2006’daki şampiyonlar ligini kazanan kadroya şöyle bir bakarsak;
2006 finalinde ilk 11: Valdes-Oleguer-Marquez-Puyol-Van Bronckhorst-Edmilson-Deco-Van Bommel-Guily-Ronaldinho-Eto’o
Yedekler: Jorquera-Belletti-Sylvinho-Motta-Xavi-Iniesta-Larsson
İlk 11’de 3 İspanyol var. Xavi 2000’den bu yana sürekli Barcelona kadrosunda olmasına rağmen bu maçta kulübede. Iniesta yeni yeni palazlanıyor. Kadroya alınmayan Messi gibi. Rijkaard’ın hatası biraz da burada oldu. Çok yabancılı bir iskeletle uzun süreli başarı yakalamak gerçekten çok zor.

Gelelim Guardiola dönemine. Genç teknik adamı bir çok şekilde eleştirebilirsiniz ancak Cruyff’la beraber mi planladılar bilmiyorum uzun vadeli başarının temelinde kemik bir yerli kadrodan geçtiğini biliyor olmalılar ki hemen bunun çalışmalarına başladı. Önce Ronaldinho’ya yol vererek pasaportu Arjantin olmasına rağmen alt yapıda bir Katalan gibi yetişen Messi’ye sahada tam yetki verdi. Son finalde kadroda yer alan Oleguer, Van Bronckhorst, Edmilson, Deco, Van Bommel, Guily, Belletti, Motta ve Larsson ile yollar ayrıldı. Müthiş bir temizlik yaptı Guardiola. Pique ve Busquets takıma monte edildi. Iniesta artık bir yıldızdı. İlk senede 6 kupanın gelmesi çokta tesadüfi değildi. Yeni isimler vardı ama 2006’da da kadroda yer alan Valdes, Puyol, Sylvinho, Xavi, Messi, Eto’o ve Iniesta’nın yanı sıra 2007’de takıma katılan Henry, Abidal ve Toure ile uzun süredir beraber oynayan bir kadro zaten vardı. Rijkaard son senesinde puan olarak Real Madrid’in çok arkasında kalmıştı ama iyi bir kadro oluşturmuştu. Guardiola’nın tek yaptığı 2 genç İspanyolu ilk 11’e Pedro’yu da 18’e monte etmekti.
2009 finalinde ilk 11: Valdes-Puyol-Toure-Pique-Sylvinho-Busquets-Xavi-Iniesta-Messi-Henry-Eto’o
Yedekler: Pinto-Caceres-Muniesa-Keita-Gudjohnsen-Krkic-Pedro

6 kupalı başarıdan sonra halen tartışılan ve benim de hiçbir zaman anlam veremediğim Eto’o-İbrahimovic takası hariç transferde doğru işler yaptı Guardiola. Toure, Henry ve Gudjohnsen’le yollar ayrıldı. Slyvinho zaten yaşlanmıştı. Sevilla’dan Dani Alves’in de alınmasıyla savunmanın sağına aranan kan bulunmuştu. İbrahimovic’in de takımdan ayrılması, yerine milli takımda bu sistemin her şeyini bilen David Villa’nın gelmesiyle her şey yerli yerine oturdu.
Barcelona’nın şu anki ideal 11’ine bakarsak;
Valdes-Alves-Pique-Puyol-Abidal-Busquets-Xavi-Iniesta-Messi-Pedro-Villa.
İlk 11’de 8 yerli oyuncu var. Messi’nin de alt yapıdan yetiştiğini düşünürsek 9 yerli. Abidal’in dördüncü, Alves’in üçüncü. Arada mecburi değişiklikler olmazsa bu ideal kadroyla mücadele ediyor Barcelona. Sanki zamanda yolculuk yapmışsınız gibi değil mi? Cruyff teknik direktörüyken ondan çok şey öğrendiği ve hala Hollandalı ustayla iletişimde olduğu çok belli Guardiola’nın. Bu takımın her maçta %100’ü vermeye çalışması ve Real Madrid’in Barcelona’yı alt etmek için 400 milyon euro harcamasına rağmen hala defansif oynamak zorunda kalmasının nedeni bu. 9 yerli oyuncu. Kötü oynarlarsa her gün basınla karşı karşıya kalacak, futbolu bıraktıktan sonra, kahvede otururken yada Nou Camp’a geldiklerinde saygı görmeleri için her zaman elinden geleni yapmak zorunda olan 9 oyuncu. İşte Barcelona’nın son 3 senede 2.kez finale çıkmasının nedeni. Real Madrid’in de müthiş bir takım kursa da makine düzeninde olamamasının nedeni. Bu jenerasyonun da devri sona erdikten sonra büyük ihtimalle yine bir 10 sene bocalayacaklar ama izledikleri yol müthiş doğru.

Sir Alex Ferguson’un Manchester United politikası biraz farklılıklar gösterse de temelde Barcelona’dan çok farklı değil. İlk kupa Bayernle oynanan o unutulmaz maçtan sonra gelmişti.
1999 finalinde ilk 11:
Schmeichel-G.Neville-Stam-Johnsen-Irwin-Giggs-Beckham-Butt-Blomqvist-Cole-Yorke.
Yedekler: P.Neville-Wes Brown-Sheringham-Solskjaer-Greening-May-Van der Gouw
Scholes ve Roy Keane bu maçta cezalıydı. Bu kadroyla İngiletere’de son 3 sezona damga vurmuştu Sir Alex. Sonrasında kadroda değişiklikler oldu ama Giggs, Scholes ve Wes Brown hala kadroda. Gary Neville bu sezonun ortasında bıraktı. Roy Keane ve Beckham o şampiyonluktan sonra 5 sezon daha Manchester forması giydiler. Arada Van Nistelrooy gibi bir süper yıldız 2 sezona damga vurdu. Sonra yeni bir iskelet oluşturmak için 3 sene meydanı Arsenal ve Chelsea’ye bıraktı Sir Alex. 2007’de 3 sene üst üste şampiyonluğun ilkinde Rio Ferdinand 5.senesindeydi. Üstteki isimleri bir kenara koyarsak, Evra, Carrick, Rooney, Ronaldo, Park, Fletcher, Vidic, O’Shea, Van der Sar vardı. Ronaldo hariç bu isimler hala var. Sonrasında takıma Anderson, Nani, Hargreaves katıldı. Tevez bir ara forma giydi. Berbatov 2008’de geldi. Yine kemik bir kadro kurmuştu Alex Ferguson.

2008 finalinde ilk 11: Van der Sar-Brown-Ferdinand-Vidic-Evra- Hargreaves-Scholes-Carrick-Rooney-Tevez
Yedekler: Kuszcak-O’Shea-Silvestre-Anderson-Nani-Giggs-Fletcher
2009 finalinde ilk 11: Van der Sar-O’Shea-Ferdinand-Vidic-Evra-Anderson-Carrick-Giggs-Park-Rooney-Ronaldo
Yedekler: Kuszcak-Rafael-Evans-Nani-Scholes-Berbatov-Tevez
2011 finalinin muhtemel Manchester 11'i: Van Der Sar-Fabio-Ferdinand-Vidic-Evra-Giggs-Valencia-Carrick-Park-Rooney-Hernandez
Yedekler: Anderson-Scholes-Nani-O’Shea-Berbatov-Owen-Fletcher
Sir Alex de minimum 6 Adalı oyuncuya yer veriyor ilk 11’inde. İskeletini onlar üzerine kuruyor. Zaten Van der Sar, Evra, Vidic ve Park da uzun zamandır Manchester forması giyiyor. Bir nevi yerli oyuncu gibi olmuşlar. Ferguson, yabancı oyuncularının sadece futbollarına bakmıyor. Takım içindeki hareketleri, hiyerarşiye olan uyumları onun için her şeyden daha önemli. O yüzden bu yabancılarla uzun süredir çalışıyor.

İşte 2 takımın başarısının sırrı burada. Galatasaray’ın Uefa Kupasını kazanan kadrosunu hatırlayın. O kadronun iskeletini oluşturan yerlileri. Arif, Bülent, Suat, Hakan Şükür, Okan gibi isimler Galatasaray formasını en az 8 yıldır giyiyorlardı. Hagi’nin 4, Popescu’nun 3, Ümit Davala 4, Hakan Ünsal’ın 6.senesiydi. Müthiş yerli iskelet ve uzun zamandır beraber oynayan bir kadrosu vardı. Beşiktaş’ın 3 sene üst üste şampiyon olduğu kadroyu hatırlayın. Rıza, Metin, Ali, Feyyaz, Kadir, Ulvi, Recep, Mehmet, Gökhan. Uzun yıllar beraber oynayan müthiş bir yerli iskelete sahipti. Yani ülkemizde de bunun örnekleri vardı. Önemli olan cesur olmak ve sabretmek. Futbolda doğru işleri yapınca başarının gelmeme ihtimali hemen hemen yok. O yüzden Barcelona ve Manchester United’ın oynadığı futbol ve son yıllarda kurduğu egemenliğin sırrı bu. O yüzden bu 2 takım 2 yıl sonra bir kez daha Şampiyonlar Ligi finalinde karşılaşıyorlar.

3 yorum:

Emre Karataş dedi ki...

Son zamanlarda blogunda oldukça hız kazanmış durumdasın. Tebrik ederim. Takip ediyorum...

Beyzade dedi ki...

sağol dostum

Era dedi ki...

Guzel bir yazi olmus, keyifle okudum. Sagolasin.