1 Eylül 2010 Çarşamba

Transferin son anları


Transferin son günü “Gitti Gidiyor” da ki açık arttırmalara benzedi. Teklifin son anlarında büyük bir heyecan vardır. Mal sende kalınca da sanki Sotheby’de ünlü bir tabloyu almış gibi havaya girer sevinirsin. Kulüplerde o hesap işte. ''Bütün yaz neyi beklediniz lan'' diyesi geliyor insanın. Tamam, fiyat düşürmek için yapılan taktikler, menajerleri sıkıştırmak için yapılan planlar var ama yine de bu yoğunluğu anlamak mümkün değil. Son günün öne çıkanlarına şöyle bir bakarsak;
-Robinho'ya önce kiralık dediler ama bonservisiyle Milan’a geldi ve 4 yıllık sözleşme imzaladı. İbrahimovic-Pato-Ronaldinho-Robinho…İsimleri yan yana yazınca korkutucu bir hücum hattı var ama bakalım sahada ne yapacaklar.
-Real Madrid’ten geçen sene ayrılması beklenen Rafael Van Der Vaart, Tottenham’a transfer oldu. Premier Lige renk katmasına kesin gözüyle baktığım Hollandalı, Ada futboluna çabuk uyum sağlarsa Tottenham’a ekstra puanlar kazandırabilir.
-Fantastik gollerin adamı Marco Boriello’da son bir hamleyle kendini Roma’ya attı kiralık olarak. İbo ve Pato’nun olduğu yerde ben ancak mıntıka temizliği yaparım dedi herhalde.

-İspanya’da transferin renkli takımı Hercules, Trezeguet’den sonra Realli Drenthe’yi de kadrosuna kattı. Hollandalı sol kanat ligin yeni takımında kiralık olarak forma giyecek. Real’deki Portakal temizliği böylece son buldu.
-Real’de esen Hollandalılar rüzgarı sayesinde geldi Madrid’e ama oynayamadığından ivedi bir şekilde Milan’a geçmişti. Klaas Jan Huntelaar yine aynı hızla bu kez de Schalke’de. Ama o da ne. Real’den gitme sebeplerinden biri yine karşısında. Kaşınma baba sende o zaman.
-Fenerbahçe’nin peşinden koştuğu Ganalı Asamoah Gyan, 13 milyon pound gibi rekor ücrete Sunderland’e geldi. Anlaşılan o da Robinho gibi Türkiye’ye gelmeyi son çare görüyor.

-Türkiye’de de transferler son hız devam etti. Eksik kalır mı bizimkiler elin oğlundan. Fenerbahçe son anda Yobo’yu kiraladı Everton’dan. Nijeryalı uyum sorunu yaşamazsa çok faydalı olabilir. Bilica’nın penaltı noktasını eşelemesine gerek yok artık. Yedek kulübesinde sakin sakin oturur herhalde.
-Transferin çok sesli takımı Beşiktaş, yabancı forvet derken yabancı ülkede oynayan Fatih Tekke’yi kattı kadrosuna. Son 4 sezonda 23’ü sonradan girmek üzere 50 maçta forma giyen Tekke’nin Beşiktaş’a faydasını görmek için bir süre beklememiz gerekecek. Kalitesini tartışmaya gerek yok ama Schuster, hızlı bir forvet istiyorum derken Fatih’in gelmesi biraz garip kaçtı açıkçası. Demek ki Fatih, Bobo, Nobre, Nihat ve Holosko’dan daha faydalı olacak ve banko oynayacak. Yok alternatif diyorsan tam saçmalık. Rotasyonda kavga çıkar baba. Kaynak yapmaya çalışanlar olur. Birbirlerinin saçını başını yolarlar.
-Galatasaray ise beklediği transfere kavuştu sonunda. Misimoviç uzun uğraşlar sonunda sarı kırmızılı formayı giyecek. Kalitesini tartışmaya gerek yok. Hem atar hem attırır, tribünleri coşturur. Galatasaray’da huzurlu olursa performansı daha da artar. Misimoviç’in yanında Insua’da geldi. Yıllarca Türk basını Insua diye yazdı. Bu sene 2 tane birden geldi ülkemize. Hakan Balta, gözden düşünce iyice, anında müdahale yaptılar ve getirdiler Arjantinliyi Liverpool’dan. Hücumu iyi savunması ise Balta’dan çokta iyi değildir Insua’nın. Ama belli olmaz bu işler. Baros da Galatasaray’a gelmeden golü unutmuştu uzun bir süre. Şimdiyse onun oynamadığı maçlarda tat vermiyor sarı kırmızılılar.

Hiç yorum yok: