3 Eylül 2010 Cuma

Beşiktaş’ı bekleyen tehlike


Lig başlamadan herkesin favorisiydi Beşiktaş. Arada Belediye çukuruna düşse de bu durum değişmedi. Benim futbol mantelitemde ise çok büyük bir tehlike bekliyor Beşiktaş’ı. Siyah Beyazlıların kadrosunda 28 kişi var şu anda. 4.kaleci Umut Kaya, 19 yaşındaki Rıdvan Şimşek ve 20 yaşındaki Onur Bayramoğlu’nu saymazsak 25 rahatlıkla 11’de oynayabilecek oyuncu ve 6 ay sonra kadroya katılacak olan Tomas Sivok var. Uzun Lig, Kupa ve Avrupa maratonunda bol alternatifli bir kadro her zaman iyidir derler ama kulübede ve tribünde mutlaka oynatılması gereken isimler olunca bu her teknik adamın başına büyük dert açar. Takımı mevkilerine göre ayırırsak şöyle bir tablo çıkıyor ortaya.

Kalede; Rüştü, Hakan, Cenk. Savunmada; İsmail, İbrahim Üzülmez, İbrahim Toraman, Ferrari, Zapo, Ekrem, Ersan, Erhan. Orta saha; Fink, Aurelio, Ernst, Necip, Guti, Quaresma, Tabata, Hilbert, Yusuf. Forvetler; Bobo, Nobre, Holosko, Nihat, Fatih Tekke. Burada yedek kaldığı zaman hiçbir zaman arıza çıkarmayacak oyuncular olarak-kalecileri ayırırsanız-Ersan, Erhan, İsmail, Necip, Yusuf. Geriye kalıyor benim mutlaka oynamam lazım diyen 20 oyuncu. Tabloya baktığımızda Schuster’in işinin ne kadar zor olduğunu görebilirsiniz. Özellikle forvette büyük bir kriz var. Sisteme göre, buraya Quaresma’yı da eklersek sıkıntı net bir şekilde ortaya çıkıyor. Orta sahada 3’lü yada 4’lü oynatsan bile şu an yeri garanti olan Guti ve Ernst var. Geriye kalanlardan kimi oynatacağın yine sıkıntı.

Daha önce de defalarca dile getirdiğim gibi dev kulüplerin teknik patronları takım içinde arıza çıkmasın diye kadrolarını genelde 14 üst düzey oyuncuyla kurarken kalanları genç, futbolunun sonbaharını yaşayan tecrübeli yada ses çıkarmayacak vasat oyunculardan kuruyor. Örnek verecek olursak, Barcelona’nın kadrosunda toplam 19 oyuncu var. Yedekleri Gabriel Milito, Maxwell, Adriano, Keita, Jeffren, Busquets ve Krkic gibi ortalama yada genç oyuncular. Chelsea’de toplam 20 oyuncu var. Orada da sistem aynı. Manchester United ve Arsenal’de bu rakam 30’lara çıkıyor ama iki menajerinde rotasyon ustası olduklarını ve ülke içindeki kupalarda bunu sıkça denediklerinden onları klasman dışında tutmak lazım. Real Madrid de her zaman kalabalık kadrolarla yarışmıştır ama Mourinho’da gelir gelmez sayıyı sürekli düşürmeye çalışıyor. Şu an 25 kişiler ama daha da düşebilir devre arasında. Portekizli geçen sene Inter’de 18 kişiyle çalışıyordu sürekli. Capello’da kulüp takımlarında genelde dar kadroyla başarıya gitmiştir. Bu sayıyı daha da arttırabiliriz.

Aksini savunanlara da saygı duyarım ama bana göre doğrusu bu. Ülkemize baktığımızda da Fatih Terimli Uefa Kupasını kazanan efsane Galatasaray kadrosu da bu şekildeydi. 14 oyuncu etrafında dönüyordu takım. Fenerbahçe’nin Daum’la kazandığı şampiyonluklar, Lucescu ve Mustafa Denizli’yle Beşiktaş’ın kazandığı şampiyonluklarda bu mantık çerçevesindeydi. Play Station’da geniş kadro her zaman iyidir ama gerçek hayatta oyuncular bir makinenin içinde olmadıkları için huzursuzluk çıkarabiliyor. O yüzden de Schuster’in ve Beşiktaş’ın işi zor diyorum. O yüzden Beşiktaş’ın ligin henüz bu kadar başındayken favori gösterilmesi yanlış diyorum. Fenerbahçe ve Galatasaray son dakika transferleriyle güçlenmişken, Bursa ve Trabzon istikrarlı oyunlarıyla ağırlıklarını koymuşken Lig köprüsünün altından daha çok sular akar.

Hiç yorum yok: