21 Temmuz 2010 Çarşamba

Kaptan


Liverpool’a duyduğum sempatiden midir bilmem kaptan deyince aklıma gelen tek isimdir.O, bir takım kaptanından çok daha fazlasıdır. Başka takımların taraftarı kendi kaptanlarını tek geçer, saygı duyarım ama benim için Steven Gerrard'tan başkası yalandır. Olimpiyakos'a, West Ham'a ve nicelerine attığı kritik son dakika golleri, rakibinin ağzına kramponlarını sokarcasına kayarak yaptığı hamleler, en önemlisi de kafaların düştüğü anda takım arkadaşlarını motive edişi. O yüzden benim için kaptanın tanımı Steven Gerrard'tır.

Roy Hodgson’la konuşup kalmaya karar vermiş. Doğru da yapmış. Aynı muhabbet 2004’te de yaşanmıştı. Avrupa Şampiyonasından sonra Chelsea’den gelen teklifi Benitez’le konuştuktan sonra reddetmiş ve takımda kalmıştı. Sene sonunda başrolünü oynadığı film muhteşem senaryosuyla Şampiyonlar Ligi Oscarını kazanınca kalmakta doğru bir karar verdiğini düşünmüştü elbette. Ancak sonrasında takım,her sezonu bir ileri bir geri viteste geçirince hata mı yaptım acaba sorusunun kafasından geçtiğine eminim Gerrard’ın.

Şimdiyse bir kez daha teknik direktörüyle konuşup karar verdi kalmaya. Hoş yaşı da geldi, başka bir maceraya atılmak istemedi belki de. Sonuçta 8 yaşında girdiği ve efsane olduğu kulüpte devam edecek. Sözleri beni çok etkiledi diyor Hodgson için. Büyük ihtimalle eski kimliğine kavuşturma sözü verdi takımı. Kadroda Adalı oyuncuları fazlalaştırmayı düşünüyor olabilir kurt menajer. Joe Cole buna en iyi örnek. Takımdaki yıldızların kalacak olması da etkili olmuştur bence.

Sonuçta Benitez’in saçma sapan transfer politikası ve takım kurgusu yerini biraz daha gelenekçi bir yapıya bırakmalı Liverpool’da. Chelsea gibi paranız yoksa Manchester United en iyi örnek Kırmızılar için. Sonuçta ne olursa olsun geçen seneden daha kötü olmayacaktır. Hatta bu sene daha coşkulu ve tutkulu bir Liverpool izleyeceğimizden eminim. Bu sene olmasa da biraz sabır gösterilirse Roy Hodgson’a, kaptan önderliğinde şampiyonluk özlemine son vereceğine inanıyorum Kırmızıların.

Hiç yorum yok: