10 Ocak 2012 Salı

The Legend Is Back


Arsenal'de zirve yaptığı 2000'lerin başında İngiltere'de ki menajerlerin korkulu rüyasıydı Thierry Henry. Fransız yıldızı, savunulamaz, durdurulamaz olarak tanımlıyor ve onu engellemenin tek yolu olarak dua etmeyi öneriyorlardı. O Henry, sonrasında ayrıldı çok sevdiği Arsenal'den. Artık gençleşen Londra kulübünde aldığı ücret de fazla olunca dünya devi Barcelona'nın yolunu tuttu. İspanya'da Arsenal günlerini biraZ arattı belki ama stilinin cuk oturduğu katalan kulübünde yine de dişlinin önemli parçalarından biri oldu. Tecrübesiyle birçok maçta kalitesini gösterdi. Nasıl Raul'u Real Madrid forması dışında bir takımda gördüğümde içime sindiremiyorsam Henry'nin Barcelona günleri de benim için öyleydi. Sonrasında da New York Red Bulls'a gitti. Ama şimdi çok sevdiği kulübüne manşetlik bir dönüş yaptı Henry.

Gervinho ve Chamakh'ın Afrika Uluslar Kupası'nda oynayacak olması nedeniyle Wenger, akıllıca bir hareketle 2 aylığına kiraladı Fransızı. O da neden Arsenal efsanesi olduğunu hemen kanıtladı ilk maçında. FA Cup'ta Leeds United'ı 1-0 yendikleri maçta tek golü attı oyuna sonradan girerek. Yıllardır bu kadar sevinmemişti belki attığı bir gole. Neredeyse tüm sahayı dolaştı, babası gibi sevdiği Wenger'e sarıldı, yeniden mutlu oldu. Daha önce Arsenal'i izleme sebebimdi Henry. Tabi Bergkamp ile birlikte. Şimdi yine bir sebebim olacak Arsenal maçlarını izlemek için.

Hiç yorum yok: