1 Eylül 2011 Perşembe

EPL'de Transferin Son Günü


Formula 1'deki sıralama turları gibi oldu, Premier ligde yaz transfer döneminin bitimi. Kulüpler sürenin bitmesine dakikalar kala attırdılar imzaları. Bazı kulüpler ise düşündükleri oyuncuları alamadılar. Son dakika alışverişlerinde en dikkat çekenlere şöyle bir bakarsak benim ilk sıramda Liverpool'dan Chelsea'ye geçen Raul Meireles olur. Geçen sezon yine böyle bir dönemin son günlerinde dahil olmuştu Liverpool'a ve özellikle Steven Gerrard'ın uzun süreli sakatlığında Kırmızıların orta sahasını tek başına ayakta tutmuştu. Kenny Dalglish'in gelişinden sonra da takımın sürpriz golcüsü olmuştu. Attığı birbirinden güzel gollerle Liverpool'un üst sıralara hızlı tırmanmasında başrolü oynamıştı. Dalglish, nedendir bilmem bu sene düşünmedi onu. Yada oyuncu Chelsea'yi seçti, vatandaşı takımın başında olduğu için. Villas-Boas'ın orta sahasına çok iyi bir alternatif olacağı kesin. Hatta belki de sürpriz bir kesik atabilir kemikleşmiş orta sahaya.

2.sıraya çok isim koyulabilir ama hafta sonu Manchester United'tan 8 yedikten sonra Arsene Wenger kesenin ağzını açmak zorunda kaldı bir anda. Açmasa keseyi devredip ayrılmak zorunda kalabilirdi. Fabregas'ın yerine Premier ligin en iyi pasörlerinden, uzun süreli sakatlıklarıyla can sıksa da çok kaliteli bir oyuncu olan bir başka Barcelona ürünü Mikel Arteta'yı aldılar Everton'dan. Eğer uzun süreli ayrılıklar yaşamazsa Arteta, Barcelona'ya gidiceğim diye 2 senedir doğru dürüst futbol oynamayan eski kaptanı özlemeyebilir Arsenal taraftarı. Wenger'in bir başka son dakika bombası ise Chelsea'de fazla forma şansı bulamayan Yossi Benayoun oldu. Ne Liverpool'da ne de Chelsea'de 11 oyuncusu olamamıştı İsrailli. Arsenal'in bebelerinin durumunu düşünürsek alacağı süre artabilir. Fransız menajerin diğer son gün transferleri ise Monaco'dan Güney Koreli Park Chu-Young ve Werder Bremen'in milli oyuncusu Per Mertesacker. 1-2 gün önce hemen hemen kesinleşen Fenerbahçeli Andre Santos'u da aldılar. Bu isimler Arsenal'i öyle bir anda diriltmez ama hiç değilse geçen haftaki gibi büyük rezillikler yaşamazlar diye düşünüyorum.

Liverpool, Meireles'i kaybetti diye üzülürken Craig Bellamy'i tekrar aldığını duyunca yıkıldım. Tamam Dalglish kadronun büyük çoğunluğunu Britanyalı oyunculardan kuruyor ama Bellamy bende hayal kırıklığı oldu. N'Gog'u Bolton'a gönderdi diye yaptı diyeceğim ama Fowler'ı geri döndür daha iyi sanki. Bu arada yaptığı King Kenny'nin en iyi şey kasap Poulsen'i Fransız Evian'a göndermek oldu. Bir türlü beklentileri karşılayamayan Joe Cole ise ülke dışına çıkarak Trabzon'un Şampiyonlar Ligindeki rakibi Lille'e transfer oldu. Chelsea, son gün büyük bir bomba patlatmak istedi ama Harry Redkanpp izin vermedi. Tottenham, Luka Modric için yapılan 40 milyon poundluk teklifi reddetti. Modric gibi bir futbolcu için böyle muazzam bir rakamı neden kabul etmediler anlamak güç ama Hırvat yıldız bir şekilde kaldı Tottenham'da.

Beşiktaş'ın Avrupa Ligindeki rakibi Stoke City ise Tottenham'dan Peter Crouch ve Wilson Palacios ile Birmingham'dan Cameron Jerome'u aldı. Özellikle Londra marketinden aldıkları Beşiktaş'ın işini zorlaştıracak isimler. Bu sene çok zor bir dönem yaşaması muhtemel Everton ise Drenthe'yi Real Madrid'ten kiraladı. Ligin yeni ekibi QPR ise Manchester City'den oynayamadığı için üzüldüğüm Shaun Wright-Phillips ve Sunderland'ten Anton Ferdinand'ı aldı. İskoç bek Alan Hutton, Tottenham'dan Aston Villa'ya geçti. Fulham'da son gün Twente'den Bryan Ruiz'i alarak bence iyi iş yaptı. Bellamy gibi bir türlü anlayamadığım bir transferde yıllardır sakat olan Owen Hargreaves'in ezeli rakip Manchester City'e geçmesi. Her ne kadar bedava gelse de City'e insan ''ne alaka'' diyor. Daha çok isim var aslında. Son günde oradan oraya geçen. Hepsini de yazamayacağım kusura bakmayın. En çok dikkatimi çeken bunlardı, idare edin artık:)

Hiç yorum yok: