9 Temmuz 2011 Cumartesi

Fabio Cannavaro


Bir efsane daha veda etti yeşil sahalara. Dizinde yaşadığı sakatlık nedeniyle 37 yaşında kariyerine nokta koyduğunu açıklayan ''İl Capitano'' arkasında kupalarla ve bireysel başarılarla dolu harika bir 23 yıl bıraktı. 34 yıllık yaşamımda gördüğüm en iyi savunma oyuncusuydu. Baresi diyenlere de sonsuz saygı duyarım ama Cannavaro benim için başkaydı. 20 sene sonra biri bana en iyi 11'i yaptırsa hiç düşünmeden yazacağım isimlerden biri olacak Cannavaro. Tabi bana kim yaptırır böyle 11, o da ayrı bir konu:))Aşağıdaki karelerde de Cannavaro'nun kariyerine kısa bir bakış var.

Babanın futbola adım attığı yer. Top toplayacıyken Maradona ve Ferrara gibi idollerini izleyerek büyüdü. Sonrasında ise idollerinin top koşturduğu çimlerde kendi de boy gösterdi ve buradaki performansıyla Parma'ya transfer oldu.

Cannavaro'yu dünya futboluna duyuran takımdı. Buffon ve Thuram ile birlikte sonra Juve'de de bir araya geldiler ama 3'lünün çıkışı sarı lacivertlilerdi. 2 İtalya Kupası, 1 İtalya Süper Kupası ve 1 Uefa Kupası kazandılar. Teknik direktör Nevio Scala önderliğinde. Parma forması giyerken Euro 2000'deki muhteşem performansını da unutmamak lazım. 2006'daki oyunuyla ödülleri toplasa da bence en unutulmaz performansını bu turnuvada sergilemiştir.

Herkes hayatında hata yapabilir. Fabio Cannavaro'nun da hayatında ki en büyük hatası herhalde Inter'di. Milano'ya niye ve neden gitti hiç anlamadım. O da daha fazla dayanamadı ki kendisini tekrardan vitrine çıkartacak Juventus'a transfer oldu.

Calciopoli skandalı patlamasa belki de Juventus'la seriye devam edeceklerdi. Kalede Buffon. Savunmada Thuram var yanında. Orta sahada Vieira, Nedved. Forvette İbrahimovic, Trezeguet ve Del Piero. Bu iskelet şov yaparken Serie B'ye düşürüldü. Vefakarlar kaldı. Cannavaro'nun ise Juventus'a bir vefa borcu olamazdı. Sonuçta o güneyin çocuğuydu. Siyah beyazlılarla 74 maça çıktı. 2 sezonda 6 gol attı. Skandal nedeniyle ellerinden alınsa da 2 şampiyonluk kazanmışlardı.


Büyük zafer, büyük gurur. Her ne kadar Materazzi gibi bir çirkin İtalyanlara yakışmıyorsa da Cannavaro onun da pisliğini örttü. Turnuva boyunca harika bir uyum yakalayan İtalyanların merkezindeki adamdı. Neredeyse hatasız oynadı. Kaptan olarak kupa ellerinde yükseldi. Sene sonunda da tarihte ilk ve teke imza atarak bir defans oyuncusu olarak Altın Top'u kazandı.

Üst düzey futbolunu en son sergilediği yerdi Madrid. Capello ve Emerson'la birlikte Madrid'e gelen Juve tayfasındandı. 2 Lig, 1 de İspanya Süper Kupası sevinci yaşadı. Madrid savunmasına yıllardır aradığı sertliği getirdi. 2006-2009 arası 94 maçta forma giydi. Sonraki doğru bir kez daha Juve oldu ancak kötü takımda eleştirilen isimlerden biri oldu. Son yılını ise gözlerden uzak Al Ahli'de geçirdi.

Hiç yorum yok: