Fenerbahçe şam.....,Manchester United şampi...,Milan şampiyon

Bu haftanın özetiydi. İtalya’da Milan, en son Ancelotti’yla kazandığı 2004 yılındaki şampiyonluktan tam 7 yıl sonra genç teknik adamı Allegri ile mutlu sonu ulaştı. Inter’in Benitez tercihiyle kötü bir sezon geçirdiği, Juventus’un yine yokları oynadığı bir dönemde çok iyi olmasa da rakiplerine göre daha az hata yapınca 18.şampiyonluğunu elde etti. Inter’in 5 senelik hükümdarlığına son verdi ve ezeli rakibiyle şampiyonluk sayısını bir kez daha eşitledi. Ligin tartışmasız en iyi hücum hattına sahipler ama takımdaki yaş ortalamasının fazlalığı ve savunmadaki sıkıntıları gidermezlerse bu başarı çok uzun soluklu olmayabilir. Ancak özellikle bu sezon şampiyonluğu en çok hak eden onlardı.

Manchester United da geçen hafta Emirates de mağlup olunca bir anda şampiyonluk maçına çıkar buldu kendini bu hafta. Chelsea sezon boyunca çok istikrarsız bir görüntü çizmişti. Lige müthiş başlamasına rağmen lastiği çabuk patladı ve bir ara şampiyonluk yarışından koptu bile denmişti. Ancak bir umudu olmamasına rağmen bir galibiyet serisi yakalayıp, Manchester United da biraz keseden dağıtınca bir kader maçı ortaya çıkıverdi. Kırmızı Şeytanlar ise sezon boyunca belki de vitesi hiç beşe atmadılar. 4. Vitesi bile çok az gördüler ancak hiç 3.vitesten aşağı düşmediler. Bu istikrarda onları kısıtlı çok büyük bir yıldızları olmamasına rağmen onları Premier Ligde zirveye çıkardı.

Chelsea karşısında da dakika dolmadan golü bulunca kalan 90 dakika Chelsea’ye acıdım. Çünkü oyunu bu kadar iyi soğutan bir takım herhalde Şampiyonlar Ligindeki rakibi Barcelona. Katalanlar bol pasla bu işi yaparken Manchester’ın taktikleri biraz daha farklı. Mesela Chelsea 2-1’i getirdi oyunu. Hiç bocalama yok. Barcelona bile Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid’ten beraberlik golünü yiyince 5 dakika kendine gelemedi. Ancak bir baktım Manu hemen prese başladı. Nefes aldırmadılar Chelsea’ye ve beraberlik golünü bulmak için hiç heveslendirmediler. Ama bu da Ferguson farkı. Onun el kitabının 62.sayfasında bu tip durumlarda ne yapacağı yazıyordur herhalde. Böyle bir tecrübe varsa başınızda, panikten bahsetmek zor. Bugün Arsenal olsa Chelsea’nin rakibi, son saniyeye kadar maçın dönmesi yönünde bir ihtimal beklerdim ama karşınızda ki Manu olunca bazı ihtimalleri eleyebiliyorsunuz. Bu sonuçla 2 haftası kalan Premier Ligde 6 puan farkla işi bitirdi Manchester United. Kırmızı Şeytanların son 2 maçı Blackburn deplasmanı ve Old Trafford’ta Blackpool maçı. İkisi de ligde kalma savaşı veriyor ama Blackpool’un sıkıntına “Theatre Of Dreams” de son verirler ve işi bitiriler. İtalya’daki gibi bu sene hak eden kazanıyor bana göre.

Ligimizde de yarış tüm hızıyla sürüyor gibi gözükse de iş bu hafta bitti bence. Fenerbahçe’nin puan kaybı en yüksek maçı Karabük deplasmanıydı hafta başında. Trabzon’un kazanmasını herkes bekliyordu. Fener takılmayınca müthiş galibiyet yüzdesini devam ettirdi. Geçen hafta Cüneyt Çakır’ın yaptığı hatayı, Bülent Yıldırım devam ettirdi Karabük’te. 16.dakikada Selçuk’un atılması lazım. Atmayınca Karabük’ün direnci de birr yere kadar. Fenerin 90 dakika kötü oynayacak hali yok. İkinci yarı toparlanınca alıverdi maçı. Trabzon da İzmir’de baya bir kaşındı Buca karşısında. Golü yemek için elinden geleni yaptı, sonunda başardı ama santradan bulduğu gol umudu devam ettirdi sadece. Ancak Umut’un golü de şaka gibiydi. Kafalar karışır o golde. Hafta böyle geçti işte. Biri ilan etti, diğeri etti gibi, sonuncusu da etmek üzere. Futbol aşkımız tatile giriyor. Hiç istemezdik ama her güzel şeyin bir sonu vardır. Şamslıyız ki bizimki sadece ara.