2006 Ağustos'unun son günlerinde geldiğinde kimse tanımıyordu onu. "Nereden geldi, bunu mu aldık, niye bunu aldık?" gibi bir sürü söylemler olmuştu onun hakkında. Ama 2006'da sevdirdi kendini, 2007'de biraz daha, 2008'de biraz daha, 2009'da ondan da fazla, 2010'da sevgsili oldu taraftarın...
5 sezon boyunca kavga da etti, formasını da yırttı, kırmızı kart da gördü, 4 kişi arasına dalıp gol de attı, dirsek yiyip kaşını da patlattı, burnunu da çatlattı, her şeyi yaptı bu renkler için! Her sezon yapılan katakullili trasnfer görüşmelerine ayak uydurmadı ve sadece Fenerbahçe için oynamaya devam etti. Her sene biraz daha sevdirdi kendini bize, biraz daha aşık olduk ona. Her takımın vardır saha içinde hoş olmayan hareket yapan oyuncuları, fakat hiçbir takımın taraftarı sevdiği oyuncu bu hareketleri yapınca görmez bunları! Bizim için de böyleydi TOTA, yaptığı her hareket sarı lacivert içindi...
5 sezon boyunca kavga da etti, formasını da yırttı, kırmızı kart da gördü, 4 kişi arasına dalıp gol de attı, dirsek yiyip kaşını da patlattı, burnunu da çatlattı, her şeyi yaptı bu renkler için! Her sezon yapılan katakullili trasnfer görüşmelerine ayak uydurmadı ve sadece Fenerbahçe için oynamaya devam etti. Her sene biraz daha sevdirdi kendini bize, biraz daha aşık olduk ona. Her takımın vardır saha içinde hoş olmayan hareket yapan oyuncuları, fakat hiçbir takımın taraftarı sevdiği oyuncu bu hareketleri yapınca görmez bunları! Bizim için de böyleydi TOTA, yaptığı her hareket sarı lacivert içindi...
Ama artık bizim oyuncumuz değil Lugano. İster şike deyin, ister Avrupa hayali deyin, ister menajer oyunu deyin, ister yönetim seçimi deyin, ister oyuncunun istediği deyin... Ne derseniz deyin, fakat gitti artık Lugano! Artık bir Fenerbahçe taraftarı olarak kalacak hayatımızda ve onu da diğer efsaneleşen oyuncular gibi seyredeceğiz muhteşem bir onurla. Gitmeden önceki son cümlesi şu oldu Lugano'nun: "Buradan şampiyon olarak ayrılıyorum. Arkadaşlıklarla, sevgiyle, destekle ve şampiyon olarak. Fenerbahçe taraftarını çok seviyorum, onları özleyeceğim.
Biz de seni çok seviyoruz Lugano, yolun açık olsun. Sanırım sana yazılacak en iyi sözler aşağıdaki şarkı gibi olur. Hoşçakal cesur yürek...
İşte gidiyorum,
Bir şey demeden,
Arkamı dönmeden,
Şikayet etmeden...
Hiçbir şey almadan,
Bir şey vermeden,
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum!
Bir şey demeden,
Arkamı dönmeden,
Şikayet etmeden...
Hiçbir şey almadan,
Bir şey vermeden,
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum!
Ne küslük var, ne pişmanlık kalbimde,
Yürüyorum sanki senin yanında,
Sesin uzaklaşır her bir adımda,
Ayak izim kalmadan gidiyorum...
Yürüyorum sanki senin yanında,
Sesin uzaklaşır her bir adımda,
Ayak izim kalmadan gidiyorum...
Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı,
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı,
Bana kimse sen gibi sarılmadı,
Işığımız sönmeden gidiyorum...
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı,
Bana kimse sen gibi sarılmadı,
Işığımız sönmeden gidiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder