13 Nisan 2011 Çarşamba

Galli Büyücü: Ryan Giggs


Yıllar önce Asics Tiger giyerdim. O zamanların moda ayakkabısıydı. Nike, Adidas gibi büyükler yine vardı ama Asics başkaydı. Sonrasında ise bir anda kayboldu piyasadan. Hiçbir yerde bulamıyordum Asics’i. Büyük firmalar ele geçirmişti her yeri. Ancak geçen sene bir baktım yeniden mağazalarda. İnsanlar sanki yeni bir markaymış muamelesi yapıyorlardı yılların markasına. Ryan Giggs’in de son günlerde bu kadar popüler olmasını buna benzetiyorum bende. Sanki hiç böyle oynamamış gibi haberler, yazılar yazılıyor onun hakkında. Galli’nin bize gösterdiği tek şey 38 yaşında olmasına rağmen takımının ona en çok ihtiyaç duyduğu anda sahneye çıkması. Son yıllarda Ronaldo, çok göz önünde olduğu için sahnede fazla görememiştik onu. Geçen seneki kaçan şampiyonluktan sonra baktı bu iş böyle olmayacak, aldı sazı eline. O çaldı arkadaşları oynadı, o çaldı United kazandı. Giggs, bu kadar konuşulunca son günlerde, Premier Ligin tüm sezonlarında gol atmayı başaran Galli süper yıldızın kariyerine bir göz atalım dedim. İşte ihtiyar delikanlının başarılarla dolu United günleri.

Yetenek, hız ve tekniğin yanı sıra üstün bir oyun zekasına sahip olan Ryan Giggs ya da United taraftarlarının ona seslendiği adıyla Galli Büyücü oynadığı muhteşem futbolla kendisini izleyenleri yıllardır büyülemeye devam ediyor. Tam ismiyle Ryan Joseph Giggs, 29 Kasım 1973’te Cardiff’te ragbi oyuncusu baba Danny Wilson ve anne Lynne Giggs’in oğlu olarak dünyaya geldi. Galli oyuncunun Giggs soyadıyla anılmasının sebebi baba Danny Wilson’un evi terk edip çiftin boşanmasıdır. Annesinin kızlık soyadını seçen Ryan bu hareketiyle bir anlamda babasına duyduğu tepkiyi de dile getirmiş oldu. Çocukluğu Cardiff’te geçen küçük Ryan,7 yaşında ailesiyle birlikte İngiltere’nin Manchester şehrine taşındı. Çevresindeki insanların sürekli Galli aksanıyla dalga geçmesi yüzünden Giggs, şehirde geçirdikleri ilk 1-2 yılı hiç güzel anılarla hatırlamaz.

Çocukluğunda futbolla çok içli dışlı olan Giggs, küçük kardeşi Rhodri ve bir grup arkadaşıyla sokak aralarında sürekli top peşinde koşardı. 1982 kışında bir öğleden sonra Manchester City gözlemcisi Denis Schofield küçük Ryan’ı okulun bahçesinde maç yaparken gördü ve ondaki yeteneği keşfetmekte zorlanmadı. Denis onu bölgenin yerel takımlarından Salford Juniors için oynamaya ikna eder. İlk olarak B takımında şans verilen Küçük Ryan A takımla yapılan maçta 6 gol atar ve bir daha B takımında yer almaz. Daha sonraları takımıyla birlikte Old Trafford’ta ülkenin bütün altyapı takımlarının katıldığı turnuvada boy gösteren Giggs finalde St.Helens’e kaybetmelerine rağmen oynadığı futbolla göz doldurur.Old Trafford’un büyüleyici atmosferinden oldukça etkilenen ve koyu bir Manchester United taraftarı olan Galli oyuncu bir gün bu stada döneceğine kendi kendine söz verir. Denis, Maine Road’un karşı kasabasında oturan Ryan’ı hafta sonları ve okulun tatil olduğu dönemlerde Manchester City’nin futbol okuluna götürür. Galli oyuncu antrenmanlara zevkle gitmesi bir yana sanki bir direnişin sembol ismi gibi devamlı kırmızı t-shirt giyer.Bu durumdan rahatsız olan City antrenörleri bir daha Kırmızı t-shirt giyerse antrenmanlara katılamayacağını belirtir. Fakat antrenörlerini dinlemez Giggs ve bu onun Manchester City macerasının da sonu olur.

Bu sıralarda şans bir anda yüzüne güler genç Ryan’ın.Old Trafford stadının güvenlik şefi Harold Wood, ailesinin çok yakın arkadaşıdır ve Galli oyuncuyu Manchester United’a getirmeyi çok ister.Alex Ferguson ile konuşan Wood, Giggs’i denemesi için İskoç teknik adamı ikna etmeyi başarır.Ferguson’ın yardımcısı Brian Kidd’in de onay vermesiyle Ryan Giggs bir haftalık deneme sürecine alınır. Salford Boys takımı için son maçında, kader bu ya Manchester United karşısına çıkar Galli oyuncu.Muhteşem bir oyun ortaya koyan Ryan 4-3 kazandıkları maçta hat-trick yaparak Ferguson’ı fazlasıyla etkilemeyi başarır. Giggs,14.yaş gününden birkaç gün sonra evde annesiyle birlikte televizyon izlerken kapı çalar,gelen United menajeri Alex Ferguson’dır.Genç Galli’yle ve annesiyle anlaşan İskoç teknik adam Ryan Giggs ile 2 yıllığına öğrenci oyuncu statüsünde kontrat yapar. Bir öğrenci oyuncu olarak United’ın A ve B takımlarında hafta sonları ve okulun tatil olduğu dönemlerde oynar Giggs. Bir süre sonra da İngiliz okullarında okuyan öğrencilerden kurulu takımın kaptanı olur ve Wembley’de İngiltere’yi temsil eder.Antrenörleri Brian Kidd ve Eric Harrison’un nezaretinde Kırmızı Şeytanların alt yapısında çok çalışan Giggs A takımla bazı antrenmanlara da çıkmaya başlar.Hatta A takımla çıktığı bir antrenmanda takımın yıldızlarından Viv Anderson’ı o kadar zor durumda bırakır ki tecrübeli oyuncu bir ara genç Galliyi kenara çekerek şöyle der:”Bak çocuk bana bir daha bunu yaparsan seni döverim”

Gösterdiği üstün performansla A takıma çıkmakta çok zorlanmaz Galli yıldız ve henüz 18 yaşında 1991’in Mart ayında Everton’a karşı ilk defa kadroda yer bulur.İlk on birde ilk maçı ise kaderin bir cilvesi olsa gerek ezeli rakip Manchester City’e karşı olur.Genç yıldızın sol kanattan yaptığı ortaya City oyuncusu Hendry topu kendi filelerine bırakınca Kırmızı Şeytanlar maçı 1-0 kazanır.Sene sonunda ise Manchester United, Kupa Galipleri Kupasını Barcelona’yı 2-1 yenerek alırken Ryan Giggs oynamasa da bu mutlu tablonun bir parçası olmuştur. Aynı zamanlarda takımın sol kanadında görev yapan Lee Sharpe Kırmızı Şeytanların popüler genç yıldızıdır ve o sene en iyi genç oyuncu ödülünü almıştır.Yetenekli olmasına rağmen Giggs’in önünde Sharpe gibi bir başka genç yıldız vardır.Fakat yine kader ağlarını örer ve Lee Sharpe ciddi şekilde sakatlanınca genç Galli için ilk 11 şansı doğar. Artık düzenli forma şansı bulmaya başlayan Ryan Giggs ilk golünü ise 1991’in Eylül ayında Norwich karşısında atar ve Kırmızı şeytanlar maçı 3-0 kazanır.Aynı sezon Manchester United Lig Kupasını kazanırken 38 maçta forma giyen genç Galli muhteşem oynar ve en iyi genç oyuncu ödülünün sahibi olur.

1992-1993 sezonu Kırmızı Şeytanlar ve Genç Ryan için tek kelimeyle muhteşem geçer.Yeni adıyla Premier Lige yavaş bir başlangıç yapan Ferguson ve öğrencileri Kasım ayında Fransız yıldız Eric Cantona’nın da takıma katılmasıyla bir anda fırtına gibi esmeye başlar ve sene sonunda tam 26 yıllık hasrete son verip şampiyonluğa ulaşır.Oynadığı futbolla yine harikalar yaratan Giggs, en iyi genç oyuncu ödülünün bir kez daha sahibi olur. Gallinin kariyerini uzun uzadıya daha fazla yazmaya gerek yok. 21 yıldır giydiği Manchester United formasıyla;
11 Lig, 4 FA Kupası, 4 Lig Kupası, 8 Community Shield, 2 Şampiyonlar Ligi, 1 Süper Kupa, 2 Kıtalararası Kupa.
En iyi oyuncu ödülü hiç verilmemişti bir çok kez hak etmesine rağmen. Ona 2009 yılında muhteşem bir törenle bu ödülü verdiler. Hak ettiği bir çok sezonun aksine o sene ortalama bir performans sergilemesine rağmen. Ama ödül töreni gerçekten inanılmazdı. Giggs’e özel yapılmıştı. İnternetten bulabilirseniz mutlaka izleyin. Meslektaşları bu ödülü belki de bırakacak diye verdiler ona. Ama bu sezon bakıyorum da adaylar arasında bile yok. Çok ilginç…

Kulüp bazında kazanılabilecek her kupayı kazanan ve oynadığı futbolla dünyayı kendisine hayran bırakan Ryan Giggs milli takımda aynı duyguları bir türlü yaşayamadı. 1991’de ilk kez formasını giydiği Galler ile hiçbir büyük turnuvaya katılamayan yıldız oyuncuya her zaman İngiltere milli takımında oynamayı niçin tercih etmediği sorulunca şu cevabı verir:”Cevabım basit.Bu konuda seçim yapmak gibi bir derdim yok.Ben Galler’de doğdum.Babam,annem ve atalarım Galli.Benim için İngiltere milli takımında oynamak hiçbir zaman bir seçenek olmadı.Çünkü ben her şeyimle bir Galliyim.”
İşte Galli büyücünün muhteşem kariyeri. Bazen elinize bir sözlük alırsınız ve anlamını merak ettiğiniz kelimenin karşılığına oradan bakarsınız.Ryan Giggs’in karşısında ise herhalde O’nu en iyi anlatacak şu cümleler olsa gerek; En iyi savunma oyuncusunu bile çaresiz bırakan inanılmaz çalımlar, alda at dercesine yaptığı harikulade asistler,kalecilerin aklını alan muhteşem goller ve zaferlerle,kupalarla geçen süper bir kariyer.

Hiç yorum yok: